THE ELDER SCROLLS IV - OBLIVION
'Uyandığında, soğuk ve ıslak bir zeminde yatarken buldu kendini. Yavaşça ayağa kalktı ve bulunduğu yerin bir hücre olduğunu gördü. Geçmişi hakkında hiçbir şeyi hatırlayamıyordu. İsmini bile…
Ahşap bir masa ve taburenin dışında - bazı kuru kafaları, kemik parçaları ve yukardan sarkan paslı zincirler ile kelepçeleri saymazsak - boş olan hücresinin demir parmaklıklı kapısına doğru yürüdü. Karşıdaki hücrede bir drow volta atmaktaydı. Onu gördüğünde kırmızı gözlerini kısıp, alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.''Hey, emperyal! Ne oldu sizin şu engin yasalarınıza saygınız? Hah! Emperyal Hapisanesi'nde bir emperyal! Senden önce buradan çıkarsam karını bulacağım ve... Şuraya bak! Askerler geliyor. Senin için olmalı! He he he he.''
Kafasında, gerçek anlamda daha yeni yeni 'Neden?' ve 'Nasıl?'lar oluşmaya başlamıştı. Şaşkın bir durgunluk içinde beklemeye başladı. Askerler yaklaştı ve suratlarına baktığında hafif telaşlı bir ifadeleri olduğunu fark etti. Onu gördüklerinde, bu ifade yerini şaşkınlığa bıraktı.''Bu hücrenin boş olması gerekiyordu, Renault! Evet... Zamanımız yok! Geride dur ve tabureye otur mahkûm!''
Kapıyı açtıklarında şaşırma sırası ona gelmişti. Hücresinde şimdi dört asker ve asilleri bile kıskandıracak şekilde giyinmiş, yaşlıca bir adam duruyordu.'
******
Oyunumuza başlarken Sims serisindeki herhangi bir insan yüzü tasarımı yaratma motorundan çok daha üstün bir tasarım bölümü, birçok ırkı kapsayarak kullanılmış.
Imperial ırkını seçip, karakterimi oluşturup oyuna başladığımda, yazımın başında hikâyeleştirdiğim olaylar gerçekleşiyor ve o asil adamın yüzüme bakmak istemesi ve rüyasında beni gördüğünü söylemesinin ardından birkaç soru-cevap ile onun Kral Septim olduğu anlaşılıyor.
Askerlerden birinin, hücre duvarları üzerindeki bir taşı ittirmesiyle gizli bir kapı açılıyor ve zindanların daha alt seviyelerine inen bir geçit çıkıyor karşımıza. Kralın da isteğiyle, yolumu kendim bulduğum ve askerlerle kralın yoluna çıkmadığım sürece aynı gizli kapıdan geçme fırsatı bahşediliyor. Devamını anlatmayayım da oynayacak olan arkadaşlar keyfini çıkarsınlar.

Oyundaki en önemli şeylerden biri, her karakterin günlük işleri olması ve karşılaşacağınız her karakterin bağımsız, öylesine ortada dolaşmayan karakterler olduğunu görmeniz.Bir köylü,şehrin dışındaki bir tarlada çalışmaya giderken ona rastlarsanız yol üzerinde durup konuşabiliyorsunuz ya da siz olmasanız bile o tanıdığı birini görüp konuşabiliyor.Bunun haricinde bir diğer önemli şey ise grafiklerin son derece başarılı olması.Oyun oynarken bambaşka bir dünyanın güzelliklerini izlediğinizi hissedebiliyorsunuz.
Cyrodiil'in, yani başkentliğini 'Imperial City'nin yaptığı ülkemizin tarihi ile ilgili bilgi edinmek istiyorsanız çeşitli kütüphanelere gidip kitapları bulup okumanız mümkün oluyor.
Oyundaki her gelişmede, karakterlerle konuştukça ortaya çıkan ipuçlarıyla ve etrafta gezinen her karakterden alabileceğiniz bilgilere -kimisinden rüşvetle, kabadayılıkla almanız gerekebilen bilgileri kimilerinden sadece dedikoduyu sevmeleri sayesinde hemen söküp alabilirsiniz- konuşarak, evet gerçekten telaffuz edilen cümleleri duyarak -İngilizce dinlerken bir şeyler kaçıracağından korkan arkadaşlara söyleyeyim, İngilizce altyazı da geçmekte konuşmalar sırasında- ulaşmamız gerçekten güzel bir şey!
Ata binmek, harika görünen zırhlar ve silahlar, hem birinci hem de üçüncü kişi gözünden oyunu takip edebilme özelliği, maymuncukla kilitleri açmaya çalışırken ter dökmek, farklı boyutlara geçmek, muazzam bulmacanın küçük parçalarını bir araya getirmek ve muazzam bulmacanın parçalarıyla hiç alakası olmayan başka parçalarla uğraşmak...
Bilgisayarları kaldırabilen arkadaşların oynamasını şiddetle tavsiye edebileceğim, bence gelmiş geçmiş en iyi RPG oyunlarından biridir 'The Elder Scrolls IV - Oblivion.
Bilgisayar gereksinimleri ile ilgili bilgilere ve oyun hakkında daha çok bilgiye
www.elderscrolls.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Keyifli oyunlar dilerim.
