Bugün, fantazya başta olmak üzere tüm ana akım dallarında tartışmasız bir önderliğe sahip olan Yüzüklerin Efendisi‘nin efsanevi yazarı J.R.R. Tolkien‘in 42. ölüm yıl dönümü.
Hiç şüphesiz, fantastik edebiyatın gelişip yayılmasında çok büyük bir rolü vardır Tolkien‘in. Günümüzün fantastik kurgu yazarlarının neredeyse tümünün önünde saygı ile eğildiği bir ustadır kendisi.
Ustalığı sadece bu dala özgü değildir, kalem oynattığı tüm dallarda klasikleşen bir yazardır da aynı zamanda. Sigurd ve Gudrun Efsanesi adlı mitolojik eseri ve Roverandom adlı çocuk eseri en güzel örneklerdendir. Hatta buna masal görünümlü Hobbit‘i de ekleyebiliriz lakin kendisi daha sonradan dallanıp budaklanarak Orta Dünya’ya ait bir kitap haline gelmiştir.
Yaşadığı dönemde ormanların yok oluşunu ve sanayi devriminin getirdiği diğer tüm olumsuzlukları gözleriyle gören Tolkien, doğaya ve edebiyata olan sevgisini birleştirerek bir “kaçış edebiyatı” yaratmıştır. Ne diyordu Tolkien?
Fantazi kaçıştır ve bununla iftihar eder. Bir asker düşman tarafından tutsak edildiyse, onun görevinin kaçmak olduğunu kabul etmez miyiz? Eğer ruhun ve aklın özgürlüğüne değer veriyorsak, eğer bizler özgürlük savunucularıysak, o zaman kaçmak bizim aşikar görevimizdir; ve kaçarken mümkün olduğunca insanı beraberimizde götürmek!
Büyük üstadı ölümünün 42. yıl dönümünde, saygıyla, özlemle ve rahmetle anıyoruz.
Bu vesileyle, M. Bahadırhan Dinçaslan tarafından kaleme alınan “Tolkien Ne Yaptı?” yazı dizimizin ilk bölümüne de buradan ulaşabileceğinizi hatırlatalım. Ayrıca Yüzüklerin Efendisi için bizzat kaleme aldığı ama ülkemizde yayınlanmayan ön sözüne buradan, mektuplarının çevirisine ise buradan ulaşabilirsiniz.
Son olarak, umarız İthaki Yayınları söz verdiği gibi 12 ciltlik Orta Dünya setini dilimize kazandırır. Zira hayat Tolkien‘le güzel.