George R.R. Martin, “Serçeler”i Nereden Esinlendiğini Açıkladı

yuce serce

Game of Thrones’un 5. sezonunda ortaya çıkan ve Kral Toprakları’ndaki etkinliğini hatırı sayılır biçimde artıran Serçeler (Sparrows) dikkatinizi çekmiştir. George R.R. Martin de onları nereden esinlendiğini açıkladı.

Kiminiz belki çoktan tahmin etti, kiminiz de yeni duyacak. Biz önden söylemiş olalım, fanatik ve gizemli Yüce Serçe karakteri etrafında birleşen bu topluluk tarihsel bir referansa dayanmakta. Entertainment Weekly’e verdiği demeçte Martin tam olarak buna değindi. Bakalım neler söylemiş?

Serçeler, Orta Çağ Katolik Kilisesi’nin içinde kendi fantastik temalı dönüm noktasını barındıran kişisel bir versiyonum. Eğer Orta Çağ Katolik Kilisesi tarihine bakacak olursanız aşırı derecede dünya hayatını düşünen, yozlaşmış Papaların ve rahiplerin bulunduğu dönemlerin olduğunu görürsünüz. Ruhani insanlar değil de politikacılar… Bunlar kendi tarzlarında taht oyunlarını oynuyor ve krallarla, lordlarla beraber iş çeviriyorlardı. Fakat, aynı zamanda, iki üç rakip Papa’nın ortaya çıkıp diğer türdeşlerinin liderliğini geçersiz saydığı dini uyanış ve reform hareketlerine -en köklü olanı, kilisenin de ikiye bölünmesiyle sonuçlanan Protestan reform hareketidir- sahip zamanları da görürsünüz. İşte Westeros’ta şu anda yaşadıklarınız tam olarak bu. Bundan önce karşılaştığınız iki Yüce Septon’dan ilki, kendi çapında gayet yozlaşmış biriydi ve ikinci sezondaki açlık isyanları sırasında isyancı kalabalık tarafından lime lime edildi. Tyrion’ın ölen Septon’ın yerine atadığı ise daha az yozlaşmış biri olmasına rağmen çok etkisiz kalmıştı ve herhangi bir hareketlenmeye sebep olamadı. Tyrion atadığı için Cersei de kendisine güvenmiyordu. Şimdiyse Cersei, asırlar önce Targaryenler tarafından yok edilmiş bir inancı yeniden canlandırmaya kararlı. Saldırgan ve agresif bir Protestan Reform Hareketi ile uğraşmak zorunda.

sparrows

Ve yazarımızın belirttikleri bunlarla da kalmamış. Katolik Kilisesi ve Yedi İnancı arasında başka benzerlikler de göze çarpıyor:

Katolik Kilisesi’ndeki Kutsal Üçleme yerine, yedi yansıması olan tek bir Tanrı’nın olduğu Yedi’ye sahibiz. Katolikler’de Tanrı’nın üç farklı yansıması vardır: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Çocukken hatırlıyorum da, bu durum her zaman aklımı karıştırmıştır. ‘Yani, şimdi üç tane Tanrı var, öyle mi?’ Hayır. Tek bir Tanrı ve onun üç farklı yansıması. Hala kafam karışmış kalırdı: ‘Öyleyse, O hem kendi babası hem de çocuğu mu?’

Orta Çağ temasından zengince beslenen yazarımız, bir kez daha tarihi gerçekleri kendi tarzıyla başarılı bir biçimde hikayesine yedirmiş görünüyor. Siz ne dersiniz sayın Rıhtım takipçileri?