Bitireli 1 saat falan oldu. Dağınık bir yorum olacak...
Fikirleri oldukça özgün. Başkarakterin durumu, amacı, hareketleri oldukça ilgi çekici. Yan karakterlerin çoğuna ısınamadım, kendilerini sevdirebilecek pek bir davranışta bulunamıyor çoğu. Bazı noktalarda hareketlerinin istikrarsız olduğunu bile söyleyebilirim. Anaander Minaai ve Teğmen Awn muhtemelen aralarında en başarılı olanları.
Seiverden'in yavru köpekliğe doğru kayan tavırlarından da hiç hoşlanmadığımı söylemeliyim.
Yazımı ortalamayı geçemiyor. Edebi herhangi bir değeri olduğunu düşünmüyorum kitabın. Dili sade, editör görmemiş bir halde okuduğumuz için akıcı mı değil mi emin olamıyorum ama kendisini okutuyor(aksatarak da olsa). Yaratılan evrenle ilgili bilgiye boğulmuş olan sayfalar var, bu noktalarda okuma zevkim epeyce baltalandıysa da kimileri bu kısımlar sevebileceğinden aman aman bir eksi olduğunu söyleyemem. Gene de kurguyla evren hakkındaki bilgilerin yedirilmesi konusunda çok çok daha başarılı kitaplar olduğu kesin.
Çeviri gayet güzel, bazı kelime seçimleri özellikle hoşuma gitti. Editörlük kötü diyemiyorum çünkü yok, çevrilmiş haliyle okuyoruz. (evet üçüncü kez söylüyorum) Kapağın dokusu ve resmi gayet tatlı.
Kitap uzay operası mı değil mi ben de pek umursamıyorum fakat aksiyon açısından ne çok zengin ne de çok durgun olduğu söylenebilir. Öyle sayfaları hızlı hızlı çevirmenize sebep olacak bir merak duygusunu bende çok nadir uyandırdı, buna rağmen tek oturuşta uzun uzun kendisini okutmayı da gayet iyi başardı. Bu konudaki en büyük sorunu akışının da istikrarsız ilerlemesi. Takdir okuyucunun.
Cinsiyet konusundaki ilk düşüncem ödüller için atılmış bir olta olduğuydu, ne var ki bu beni çok rahatsız etmedi. Bunun sebebi karakterlerin erkek mi yoksa kadın mı olduğunu gerçekten umursamayan bir kişinin gözünden olayları görüyor olmamız olabilir. Kurguya mantıklı bir şekilde yedirilmiş bir özellik olduğundan, cinsiyetsizlik olayı hoşnutsuzluk yaratmıyor. Kendi açımdan da söylersem, nerdeyse hiçbir karakteri cinsiyetini merak edecek kadar çok sevmediğim için herhangi bir sıkıntı yaratmadı diyebilirim.
Irklar, kültürler ve dinlerle ilgili hemen hemen hiçbir şeyin ilgi çekici bir şekilde anlatılamadığını ve çay konusundaki takıntının bizim millette bile az görülen bir boyutta olduğunu gene birer eksi olarak söyleyeceğim.
Konuyla ilgili hoşuma giden kısımlar spoiler olacak.
Anaander Minaai'nin kendisiyle olan savaşı çok baş ağrıtıcı şekilde anlatılmış. Kim kimdir ne nedir kim ne istiyor anlayana kadar aynı cümleleri elli kez okuyorsunuz. Ama temelde tartışmasız bir liderin kendisiyle olan savaşının asıl olay olması çok hoş bir fikir. Gerçek bir düşman ya da dost yok, keskin sınırlar yok. Bu bakımdan senaryoyu çok sevdim. Aynı şekilde Berq'in de bir bütüne ait olan bir parçayken tek bir birey haline gelmesi ama bunun tam anlamıyla gerçekleşmemesi çok hoş bir ikilem yaratıyor. Zaten kitabı götüren en temel unsurun da bu ikilemler olduğunu düşünüyorum.
Kitap çok mu iyi? Hayır. Kitap kötü mü? Yoo, hiç değil. Kitap okunmazsa eksiklik yaratır mı? Bilimkurguya bakışınıza bağlı. Ödülleri hak ediyor mu? Bence tartışılır.
İncelemesi söylendiği kadar iyi mi? Valla öyle.
7/10 puan en uygun değerlendirme olacaktır diye düşünüyorum. Devamını alıp okuyacağımı düşünüyorum ama okuyamazsam da çocuğumu kesmem.