Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Black Helen

Sayfa: 1 ... 44 45 [46]
676
Kurgu İskelesi / Ynt: Denizden Gelen Sesler
« : 28 Şubat 2010, 15:07:14 »
Aslında devamı olan bir hikayeydi fakat şu aralar bir uzun soluklu hikayeyi daha üstlenemeyecek kadar yoğunum.

677
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Percy Jackson ve Olimposlular
« : 27 Şubat 2010, 21:38:36 »
Spoiler: Göster
Bilemiyorum Olimposlular ölümsüzlükten gayet hoşnut.Ama Percy aptallık etti.Annabeth için ölümsüzlükten vazgeçti.Oysa ölümsüzler faniler le ilşki yaşayabilir.Öldüğünde de onu ölümsüz eşi yapar.

Kesinlikle aynı fikirdeyim. Eğer ölümsüz olsaydı Triton'un da çenesi kapanırdı.

678
Sinema / Ynt: Percy Jackson & Olimposlular: Şimşek Hırsızı
« : 27 Şubat 2010, 21:35:24 »
izledim ama yani başka bir şey izlemiş gibiyim.PJ değildi o. her şey farklıydı!yani büyük bir hayal kırıklığıydı.verdiğim 8 liraya değmezmiş.

Aynı fikirdeyim. Özellikle bu çocuğun on altı yaşında gerçekleşecek bir kehaneti vardı. Eğer filmde on yedi yaşındaysa bu kehaneti nasıl uyarlarlar bilmiyorum.
Ayrıca o kulübeler neydi ya.Benim hayal ettiğim Melez Kampı imajını yerle bir etti.Dionysos'un yerinde yeller esiyordu. Gazino yok. Hades'i görünce sinemada krize girdim. Millet deli sandı beni.
Çok eksikler var.Diğer filmi yaparlarsa nasıl olur onu da merak ediyorum. Ah az daha unutuyordum Thalia'nın ağacı yok!

679
Valla ben tek başıma takılırdım herhalde o da olmasa Fred'le kopardık

680
O zaman 9'u da  ben alabilirim.

681
Kurgu İskelesi / Ynt: Denizden Gelen Sesler
« : 27 Şubat 2010, 19:45:54 »
Maalesef devamı yok ama denizcilik üzerine bir çok çalışmam var belki bir ara sürerli bir hikaye yazabilirim.Yorum için teşekkürler :)

682
Kurgu İskelesi / Denizden Gelen Sesler: Bölüm On
« : 27 Şubat 2010, 19:25:28 »
Denizden Gelen Sesler: 1.Bölüm


"Ah denizci, şanlı denizci! Şarap rengi dalgalarda balıklarla uyuyan denizci! Hem laneti, hem sevgisi deniz, yaşam kaynağı bir şişe rom olan denizci! Hırçın dalgalı güzel kadına her daim aşık denizci..."

Marte yıldız ve burçlarla bezeli göğün altında, ayın denize yansıyan yuvarlak hatlı suretine bakıp bu eski denizci türküsünü mırıldanıyordu. Türküyü ona babası öğretmişti, babasına da büyükbabası.
Genç adam kafasını kaldırıp geminin tepesinde, yumuşak meltemde hafifçe dalgalanan Kurukafa bayrağına baktı. Babası da büyük babası da son nefeslerini bu bayrağın altında vermişlerdi. Annesiyse... Onu hiç tanımamıştı.  

Marte  hafifçe iç çekip güverteyi yeniden boydan boya arşınladı. Gemide gece nöbeti almayı severdi. Şu on yedi yıllık tecrübelerine dayanarak, bir korsan için en sakin vaktin geceyarısı olduğunu söyleyebilirdi. Çünkü korsanların bile bir yasası vardı ve bu yasa mümkün olduğunca gece saldırılarını yasaklamıştı.
Genç adam mumu ana direğe çakılmış çiviye astı, yelkenleri kontrol etti. Herşey yolundaydı.

Marte arkadan gelen bir sesle irkildi ve o tarafa döndü. Bir tıkırtı duymuştu.  Belki de fareler yine mutfaktan birşeyler aşırıyordu-ki mürettebatın yarısı o yüzden hastaydı - ama yine de kontrol etmekte yarar vardı. Özellikle de İngiliz kadırgalarının bu kadar sık görüldüğü bir dönemde. Sessiz ve çabuk adımlarla güvertenin ucuna kadar yürüdü. Denizci yeleğinin cebinden hançerini çıkardı. Silah kullanıp bütün gemiyi ayağa kaldırmanın alemi yoktu.

Pruva ıssız ve hüzünlü görünüyordu.Kharbdis dalgaların etkisiyle hafifçe sallanıyordu. Gemi büyüklüğünü ve görkemini yansıtmak için denizler dehşet saçan eski bir Yunan canavarının adını almıştı.

Marte en uca gelip dalgalı denize baktı. Geminin en önüne müşfik yüzlü Antik Yunan khtonu giymiş bir kadın zincirlenmişti. Her yer sakin gözüküyordu.Tek bir kıpırtı dahi yoktu. Tam da rahatlamış bir şekilde arkasını dönüp gidecekken boğazına dayanan bir bıçak hareketine engel oldu.
Boğazına bıçağı dayayan kişi '' Daha dikkatli nöbet tutmalısın. '' diye fısıldadı kulağına. Kişi değil kadın. Marte oflayarak hançeriyle bıçağı boğazından uzaklaştırıp karşısında duran genç kıza bıkkın bir bakış attı.

'' Arkadan sinsice saldıranlar için bir gözüm daha yok Rosine.''

Rosin kaptanın kızı ve gemideki tek kadın korsandı.Marte'yle neredeyse aynı yaştaydı.Babasına benzer kızıl saçları ve deniz rengi gözleri vardı.Kadın olmasını eksiklik saymamasına rağmen erkekler gibi giyinmeyi, davranmayı hatta küfretmeyi severdi.Alev rengi saçlarını topuz yapıp kaptanınkine benzer geniş kenarlı bir şapkanın içinde kamufile ederdi. Onu kadın olmasının zorluklarından koruyan tek şey babasıydı. En azından o böyle düşünürdü.

Kaptan okumuş, bilge ve medeni bir insandı. Gemisinde hiçbir barbarca ve medeniyet dışı davranışı kabul etmezdi. Kızını da bu şekilde yetiştirmiş ve deniz gibi asi bir kalıba sokmuştu.
Saçlarını saklaması ya da giydiği erkek kıyafetleri bile yüzündeki kadınsı güzelliği saklayamıyordu.Gen adam hançerini yeniden ceketinin içine sakladı.

Marte  kızı kızdırmak için bir hamle yaptı.Rosine' i sinirlendirmek hiç tekin değildi fakat Marte için bu denizin ortasındaki en büyük eğlenceydi.Kızın ayakta olmasını hiç tasvip etmiyormuş gibi bakarak kozunu ortaya sürdü.

 '' Senin saatler önce uyumuş olman gerekirdi Rosine. ''

Kız tam da beklediği gibi bir tepki verdi.

''Ne zaman yatacağıma ben karar veririm Marte. ''

Genç adam pes etmemişti ama kızın ani çıkışına gülümseyerek sancağa doğru yürüdü.Bir kaç dakika sonra devriye değişimi çanları çalmaya başladı.Dört saatlik vardiya dolmuştu.Marte içini çekip devriyeyi Huggs' a devretmek için kamaralara doğru yürümeye koyuldu.Bir an olduğu yerde durdu.Sanki çok kötü bir şeyler olacakmış gibi bir his doldurmuştu içini. Sebebini bilmiyordu ama eli otomatikman yeleğinin içinde sakladığı hançerine gitti.

Daha arkasını dönmeden  bir çift top atışını ve Rosine'nin şiddet yüklü çığlığını duydu.Gümmm!! Toplar gemiye isabet ederken etrafa talaş ve metal parçaları saçıldı.Toplardan birisi göndere birisi de omurgaya isabet etmişti.
Şans eseri etrafa saçılan talaşlardan hiçbiri Marte'ye isabet etmemişti. Eğer etseydi darbe kesinlikle öldürücü olurdu.

Gönder büyük bir çatırtıyla, devrilen bir ağaç gibi düşmeye başladı. Marte son anda yana atlayıp düşen direğin altında ezilmekten kurtuldu. Kafasını kaldırdığında dalgaları kayarcasına aşarak üstlerine gelen gemiyi gördü. Bu Knuckturn'un hayalet gemisiydi. Denizcilerin ve hatta tüm korsanların korkulu rüyası.

Genç adam Rosine'in çığlığıyla kendine geldi. Koşarak pruvayı bir çırpıda aşıp yere yığılmış kızın yanı başına çömeldi. Kızın gözleri donuklaşmış ve boynunu epey derince sıyıran bir talaş parçasının açtığı yaradan oluk oluk kan akıyordu.
Alarm çanları gecenin sessizliğini yırtıyor ve güverteye akın eden tayfalara emir veren kaptanın sesini bastırıyordu.

Kız güçlükle kan içinde kalmış ellerini kaldırıp Marte'yi gömleğinden yakaladı.Kalbinin her çarpışında boynundan kan fışkırıyor ve etrafı kan gölüne çeviriyordu." M-Marte! " diye fısıldadı Rosine güçlükle.
Marte son anda kızın kendisini uyarmaya çalıştığını anlayarak arkasını döndü fakat çok geç kalmıştı.Kunckturn'un tayfaları çoktan güverteye çıkmış ve önüne geleni kılıçtan geçirmeye başlamıştı.

Arkasında ise elinde bir kılıçla dikilmiş iri yarı bir adam duruyordu. Karşısındaki adam, daha Marte'nin kendisini savunacak bir hareket bile yapmasına fırsat bırakmadan, kılıcını  sapladı.Marte birkaç saniye bedenine saplanmış kılıcın kabzasına bakarak öylece sallandı. Sonrada sırtüstü  çoktan içindeki yaşam enerjisi tükenmiş olan Rosine'in yanına yığıldı. Tepesinde zaferle sırıtan korsan, kılıcını çocuğun bedeninden bir çırpıda çekip aldı.Sonrada büyük bir şiddetle devam eden kavganın içine dadı.

Marte gözleri giderek kararırken, elini kanla ıslanmış geminin döşemesinde gezdirerek bir şey arıyordu.Sonunda aradığı şeyi bulduğunda huzura eriştiğini hissetti. Bu yanında can vermiş kızın eliydi. Rosine'nin elini sımsıkı kavradı ve ölümün soğuk nefesini hissetmeyi bekledi. Ruhu bedenini  terk ederken gördüğü son şey babasının da dedesinin de altında canlarını verdiği kuru kafalı siyah bayraktı.

Beyza Taşdelen

683
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Göçebe (The Host)
« : 27 Şubat 2010, 17:51:02 »
Ruhlara ve evrenin eksik parçalarına farklı bir yaklaşım...Aşk ve macera dengeli olduğu için okuyucuyu sıkmayan bir kitap. Sinema filmi çıksa nasıl olur dediğim kitaplardan biri.

684
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ynt: Yoklar - Michael Grant
« : 27 Şubat 2010, 17:47:17 »
Yoklar


Bir parmak şıklatacak kadar kısa bir süre geçer.
Herkes ortadan kaybolur. En azında on beş yaşın üstündeki herkes.
Etrafta tek bir yetişkin yok.Telefon yok, internet yok, televizyon yok...
Yardım çağırmanın bir yolu yok.
Dev bir duvarın içine sıkışmış bir kasaba dolusu çocuk, bebek ve ergen.
Üstüne üstlük bazılarında kendilerinin bile kontrol edemediği doğa üstü güçler ortaya çıkıyor.Hayvanlar bir tür değişim ve mutasyon geçiriyor.
Dünyanın sonu böyle gelecek...



685
Mitolojiler / Ynt: Yeni Romanım İçin Yardım..?
« : 27 Şubat 2010, 17:40:36 »
Nemfler ağaçların içinde yaşayan doğa ruhlarıdır. Özellikle Yunan mitlerinde çok kapsamlı bir yerleri vardır. Bu tarzda araştırma yapabilirsin...

686
Mitolojiler / Ynt: 666 Korkusu
« : 27 Şubat 2010, 17:38:34 »
Hayal gücü inanılmaz bir şey. Şahsen böyle batıl inançlarla hiç aram yoktur. Saçmalıktan başka bir şey değil...

687
Ben de nedense baya küçükken başlamıştım Fantastik Edebiyata. İlk olarak dokuz yaşındayken Harry Potter'ı kuzenimin elinde görmüştüm ve birinci bölümünü okumuştum. Sonra bağımlısı oldum. Her kitabını ondan aşşağı okumuşluğum yoktur.

688
Tartışma Platformu / Ynt: Fantastik Edebiyat Klişeleri
« : 13 Şubat 2010, 17:27:30 »
Nedense hep bir intikam, öç ve savaş klişesi var. Baş kahraman intikam ister falan filan.

689
Diğer Fantastik Eserler / Ynt: Cennetimden Bakarken
« : 13 Şubat 2010, 17:19:59 »
Bu güne kadar okuduğum en iyi kitaplardan biri. Sinemaya uyarlanış teknikleri de bir o kadar göz alıcı mutlaka okunması gereken bir kitap.

690
Fantazya tadında güzel bir mitolojik seri olan "Percy Jackson ve Olimposlular"ı öneririm. İlk adım mı orta adım mı bilemem ama, bence mitoloji ve fantastik kurgudan hoşlanıyorsan beğeneceğin bir seri olabilir. :)

Aynı fikirdeyim.Eğer günümüze uyarlanmış bir mitoloji okumak istiyorsan gözüm kapalı öneririm bu seriyi.

Sayfa: 1 ... 44 45 [46]