Bunu bilmiyordum. Don Kihote demek çok garibime gitti. Aslına bakarsanız 20-30 yıl öncesine kadar Türkiye'de İngilizce bilen sayısı bir avuçkadarken, bu insanlar ne çevirse bizim halkımız benimseyecekmiş zaten. Şimdiki çevirmenlerin üzerinde ise doğal bir kontrol mekanizması var. İngilizce ve diğer yabancı dilleri bilen sayımız oldukça fazla. Yani Don Quijote günümüzde çevrilseydi ona Don Kişot diyeni mızraklarla kovalardık bence
Çok doğru. Ama çevirileri yaş gruplarına göre değerlendirmek gerek. Çocuk ve gençlik kitaplarında özel isimler hariç bazı isimlerin Türkçeleştirilmesi bana mantıklı geliyor, özellikle de içinde özel bir anlam, bir espri barındırıyorsa...
Şimdi ilk aklıma gelen Percy Jackson oldu. Seride özel isimleri aynen bıraktık ama bazı kavramları Türkçeleştirdik, Percy'nin kılıcı ve en yakın arkadaşı örneğin. Kılıcın isminde bir anlam var, "deniz" ile bağlantılı. Riptide'ı İngilizce bıraksaydık hem okunuşu zor olacaktı hem de anlam kaybedecekti, eh "Dalgakıran" da fena bir isim olmadı bir kılıç için.
Grover ise içinde espri bulunan isimlere denk düşüyor. Malum, kendisi yarı keçi. Grover sözcüğü de "otlayan, çayırlara ait olan" anlamında. Keçi-koyun çağrışımı yapacak bir isim bulmak istedik ve de seride tüm satirlerin ve nimfelerin İngilizce isimlere değil de, doğa çağrışımlı isimlere sahip olduğu düşünüldüğünde ona öyle bir isim yakıştırmak gerekti. Grover bıraksaydık Türk okur için herhangi bir İngilizce isim olacaktı ve barındırdığı anlamı, espriyi kaybedecekti. Bu yüzden de ona "Kıvırcık" dedik.
Ama Percy'yi "Pörsi" diye yazmayı düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor!
Haklı olabilirsin ama bence orijinal halde kalması daha iyi olurdu. Yani sonuçta bu kişi ismi. Dalgakırana gelince. Bu daha kabullenilebilir. Ama orijinal ismini okumak benim daha çok hoşuma giderdi. Anlamları da dipnot olarak sayfanın altında verilirse gayet hoş olurdu. Tabi herkesin görüşü kendine