Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - minrand

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 6
16
Müzik / Ynt: Günün şarkısı
« : 04 Mayıs 2013, 08:50:00 »
Günün şarkısından ziyade günün grubu gibi olacak biraz ama idare edin. Grubun ismi The Civil Wars. Ben grubun Kvothe ve Denna'nın(bkz: Kralkatili Güncesi) bu dünyadaki yansımaları  olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum(umarım öyledirler  :)).  Gruba aşina olanlar zaten bilirler ama bilmeyenler için önceden söyleyeyim grubun üyeleri John Paul White ve Joy Williams ikisi de evli ama birbirleriyle değil.

Mini konserimizin ilk parçası: https://www.youtube.com/watch?v=773Z-HvrA4A

İkinci şarkımız : https://www.youtube.com/watch?v=EwCPFebcrOo (Dikkat, bu şarkı Kvothe'un yetenek mızıkasını kazandığı bölümden spoiler içerir gibi ama sadece kitabı okuyanlar anlayabileceği için sıkıntı yok  ;))

Serdar Ortaç'ın yaptığı kadar iyi olmasa bile bence gayet başarılı bir cover songla(Billie Jean) devam ediyoruz  https://www.youtube.com/watch?v=MZhIm-XtZIk

Tüm konseri şarkı şarkı buraya aktarmadan dursam hoş olacak o yüzden son şarkımız https://www.youtube.com/watch?v=8uuEDrL_uIw

17
Liman Kütüphanesi / Ynt: Çeviri ve Çevirmenler Üzerine
« : 24 Nisan 2013, 00:21:58 »
Sevin Okyay - Harry Potter serisi.

7 ciltlik bir külliyatı kusursuz çevirisiyle okurlara sunmuştur. İlerleyen yaşına rağmen kendisinin de bir Harry Potter okuru olduğunu, ilgiyle takip ettiğini bilmek, serinin sadece çocuklara hitap etmediğinin bir kanıtı.

Eğer yanlış hatırlamıyorsam Harry Potter serisini ikinci kitaptan sonra Kutlukhan Kutlu ve Sevin Okyay birlikte çevirdiler. O yüzden 7 ciltlik bir seriyi kusursuz çevirileriyle okurlara sunmuşturlar demek daha doğru olabilir.

18
Eğlence & Mizah / Ynt: Tek Cümleyle Kitap Özeti
« : 21 Nisan 2013, 03:09:45 »
Dune Serisi - Frank Herbert

Melanj mutlaka (ama mutlaka derken harbiden mutlaka, hiçbir istisnası yok  :D) akmalı. İngilizcesi için.

Spoiler: Göster
The spice must flow.


Ayrıca Dune evreninde her kapıyı açan, en etkili tehdit için.

Spoiler: Göster
The spice will not flow.


Bu çok kötü oldu ama aklıma geldi bir kere, yazmazsam olmaz. Le Guin'in affına sığınarak;

Mülksüzler - Ursula Le Guin

Dünya malı dünyada kalır  :D.

19
Müzik / Ynt: Günün şarkısı
« : 13 Nisan 2013, 22:54:03 »
Radyoda paylaşacaktım ama vakit kalmadı. Alakayı nasıl kurdum bilmiyorum ama havada yürüyen teyzeleri görünce aklıma geldi sanırım :D.

http://www.youtube.com/watch?v=sjIyXOHO-Qg

20
Harry Potter / Ynt: Harry Potter okunmalı çünkü?
« : 09 Nisan 2013, 12:15:22 »
Kağıttan şöyle bir şey yaptırabilir:

Spoiler: Göster
Büyük halleri için üzerlerine tıklayınız.







Sipariş alıyor musunuz diye sorardım ama asanın büyücüyü seçtiği gerçeğiyle yaşamayı öğrenmem gerekiyor sanırım  :D. Neyse en azından bir düelloda sizi yenip asayı ele geçirme şansım halen daha var.

21
Eğlence & Mizah / Ynt: Bugün Ben Şunu Öğrendim:
« : 22 Mart 2013, 22:21:59 »
Aman Allahım! Nasıl da mutlu olmuştum sahafta Mars Yıllıkları'nı bulunca, hepsi Hazal'ın suçu!

Araştırmalarıma devam ettim. Şöyle bir durum da varmış. Ekşi sözlükteki jazzbass isimli yazardan aynen alıntılıyorum.

"asıl adı martian chronicles olan ve dilimize ithaki yayınları tarafından mars yıllıkları olarak çevrilen kitabın ingiltere basımına yayımcı firma tarafından verilen isimdir the silver locusts ve baskan yayınevi tarafından gümüş çekirgeler olarak aktarılmıştır. ingiliz ve amerikan basımları arasında bunun haricinde pek bir fark yoktur, ama ray bradbury'nin amerikalı olduğu, martian chronicles ismini kendisinin seçtiği, silver locusts'un ise ingiliz yayımcı tarafından uydurulduğu gözönünde bulundurulursa, chronicles tercih sebebi olabilir. kaldı ki ülkemizde basılan gümüş çekirgeler, ray bradbury'nin en büyük özelliği olan betimlemeler kesilerek, biçilerek, sadeleştirilerek çevrilmiştir. buna itibar etmeyip mars yıllıklarını almak, iki kitap arasındaki yüz küsür sayfalık farkın nereden geldiğini anlamak için de lüzumludur."

Az önce baktım Mars Yıllıkları kitabı 384 sayfa. Gümüş Çekirgeler kitabı ise 232 sayfa. Belki punto farklılıklarıdır sebep ama niyeyse hiç sanmıyorum.  Mars Yıllıkları nedense tekrardan cazip görünmeye başladı  gözüme. Sıkıntı yok, Mars Yıllıkları'nı aramaya hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirim  ;).

22
Eğlence & Mizah / Ynt: Bugün Ben Şunu Öğrendim:
« : 22 Mart 2013, 01:49:44 »
Ray Bradbury'nin Mars Yıllıkları kitabının Baskan Yayınları dizisinden çıkan Gümüş Çekirgeler kitabıyla aynı kitap olduğunu öğrendim. Üstelik Mars Yıllıkları kitabını bulmak çok zorken Gümüş Çekirgeler kitabını neredeyse her sahafta bulabileceğimi de öğrendim.

Kitabın orijinai ismi The Martian Chronicles ama kitap İngiltere'de The Silver Locusts ismiyle basılmış. Muhtemelen isim farklılıklarının sebebi de bu durum.

23
Vakıf Serisi / Ynt: Vakıf Serisi Okuma Rehberi
« : 22 Mart 2013, 01:38:04 »
Bildiğiniz gibi Asimov'un Robot serisi ve İmparatorluk serisi kitapları çok eskiden farklı yayınevleri tarafından basıldı. Fakat her yayınevi kitabı farklı bir isimle basmış. Ben bu kitapları bulmaya çalışırken hangi yayınevinin, hangi kitabı, hangi isimle çevirdiğini takip etmekten yorulup liste yapmaya başladım. Aşağıdaki listede benim bulabildiğim çeviri kitapların ve çeviren yayınevlerinin isimleri var. Bu yanlış olmuş, bu kitap şu isimle de basıldı, bunun konuyla hiç alakası yok tarzı yorumlarınızı bana özel mesaj atarsanız listeye eklerim ya da listeyi düzeltirim.

The caves of steel
   Çelik mağaralar - Baskan Yayınları
   Çelik Mağaralar - Okat Yayınevi
   Ölü Gezegen - Altın Kitaplar

The Naked Sun
   Güneşin Tanrıları - Altın Kitaplar

The Robots of Dawn
   Şafağın Robotları - Altın Kitaplar

Robots and Empire
   Kurtarıcı - Altın Kitaplar

Buraya kadar olan kısmı estarriol'un açtığı robot serisi başlığında da var. Zaten ben de oradan öğrendim ;D

The Currents of Space
   Tanrılar ve İmparatorlar - Altın kitaplar
   Kainat Fatihi - Yeni Dünyalar Serisi - 1954 basım
   (Bu kitabı Baskan Yayınları niye basmamış anlamadım. Gerçi basmış ama ben bulamamış da olabilirim.)

The Stars, Like Dust
   Asi Gezegen Tyrran - Baskan Yayınları
   Sonsuzun Tohumları - Altın Kitaplar

Pebble in the Sky
   Zamandan Kaçış - Altın Kitaplar
   Uğursuz Gezegen Galactica - Baskan Yayınları

I robot
   Ben Robot - Altın Kitaplar
   Ben Robot - Deniz Kitaplar Yayınevi
   Robotlar  -  Milliyet Yayınları
   Ben Bir Robotum - Beyazadam Yayınevi

Prelude to Foundation
   Vakıf Kurulurken - İthaki
   İmparatorluk Kurulurken - Altın Kitaplar
    
Forward to Foundation
   Vakıf İleri - İhaki
   Erişilmez İmparatorluk - Altın Kitaplar

Foundation
   Vakıf - İthaki Yayınevi
   İmparatorluk - Altın Kitaplar

Foundation and Empire
   Vakıf ve İmparatorluk - İthaki
   Altın Galaksi - Altın Kitaplar

Second Foundation
   İkinci Vakıf - İthaki
   Gizli Tanrılar - Altın kitaplar

Foundation's Edge
   Vakıf'ın Sınırı - İthaki
   Galaksi Çöküyor - Altın Kitaplar

Foundation and Earth
   Vakıf ve Dünya - İthaki
   Vakıf ve Dünya - İnkılap
   
Edit: Vakıf serisi.

24
Ben kitabın içeriğinden bahsettim daha çok. Yoksa kitabın yazım hataları, noktalama hataları, düşük cümleler
açısından bir sıkıntısı yok.Bol bol var onlardan. Bunu söylemek üzücü ama klasik bir 6.45 çevirisi. Ben kendim de pek bilmediğimden veya uygulama konusunda sıkıntı yaşadığımdan çok üzerinde durmuyorum sanırım bu hataların. Yoksa orijinal dilinden okuma fırsatınız varsa kesinlikle çeviriyi okumayın.

25
Diğer Bilimkurgu Eserleri / Ender Serisi - Orson Scott Card
« : 19 Mart 2013, 16:44:17 »
Ender'in Oyunu, Orson Scott Card tarafından yazılmış olup Ender serisi, Ender saga, Enderverse olarak da bilinen serinin ilk kitabı. Kitap ilk olarak  1977 yılında  Analog Science Fiction and Fact dergisinde kısa hikaye olarak yayınlandı. Daha sonra yazar hikayeyi bir romana dönüştürdü. Bu dönüşümün başarılı olduğunu varsayabiliriz. Çünkü kitap 1985 Nebula ve 1986 yılı Hugo ödüllerini kazanarak, Hugo ve Nebula'yı ortak kazanan o elit kitaplardan biri olmayı başardı. Ender saganın devam kitabı olan Ölülerin Sözcüsü'nün de bir Hugo ve Nebula ortak kazananı olduğunu söylemem size serinin kalitesi hakkında bir fikir verebilir.

Kitabın başlangıcında Böcek denilen dünya dışı bir türün dünyamızı kolonileştirmek için iki kez saldırdığını ve ikinici savaşta insanlığın neredeyse yok olmanın eşiğine geldiğini öğreniyoruz. Savaşın kazanılmasının tek sebebi ise devletin yetenekli(potansiyel gördüğü) çocukları toplayıp, onları özel bir eğitimden geçirerek olabilecekleri en iyi komutan olmalarını hedefleyen eğitim sistemi. Bu sistem tarafından yetiştirlen efsanevi komutan Mazer Rackham, ikinci istila sırasında böcekleri durdurmayı başarmış ama bu olayın üzerinden yıllar geçmiş durumda. Dolayısıyla donanma kendisinin ve de muhtemelen insanlığın son şansı olan mükemmel lideri yeniden bulmak zorunda. İnsanlığın hayatta kalbilmek için aradığı kusursuz komutanın çabucak bulunması gerekiyor çünkü üçüncü istila yaklaşıyor ve hazırlanacak çok az zaman var.

Bu noktada devreye Andrew Wiggins isimli, üçüncü lakaplı Ender giriyor. Normal şartlar altında en fazla iki çocuk yapılabilirken devlet umut vadeden çocukların ailelerinin Üçüncü bir çocuk yapmasına izin veriyor. Ender de ismini  burdan alıyor; ordunun ısmarladığı üçüncü çocuk. Daha fazla ilerlemeden, Ender karakterinin oluşmasında bana göre en fazla etkiye sahip olan iki kişiden biraz bahsetmek gerekiyor.

Peter Wiggins kardeşlerin en büyüğü. Deha derecesinde parlak ve aynı derecede zalim. Manipulasyon ve yıkım konusunda uzman. İnsanları tehdit etmede, onların zayıf yönlerini ve korkularını keşfedip bunları kullanma konusunda oldukça yetenekli. Aynı zaman da Ender'in en büyük kabusunun kaynağı-onun gibi olma korkusu-. Valentine ise Wiggin kardeşlerin ortanca olanı. En az Peter ve Ender kadar zeki ama uysal bir kişiliğe sahip. Peter sosyopat olmaya çok yakın olduğundan, Valentine ise şefkati yüzünden donanma okuluna çağrılmıyorlar.

Ender'in doğumuyla birlikte Ender-Peter-Valentine arasındaki ilşki şekillenmeye başlıyor. Peter, Ender'in kendisinin yeteri kadar iyi olmadığının ispatı olduğunu düşündüğü içini hayatını Ender'in yaşamını cehenneme çevirmeye adıyor. 6 yaşına gelip, Ender donanma okuluna gelene kadar da bu durum değişmiyor. Çoğunlukla Peter tarafından taciz edilen Ender ve onu korumak için gücünün yettiği her şeyi yapmaya hazır Valentine.

Hikaye Ender'in hayatında değer verdiği tek insan olan Valnetine'ı geride bırakıp donanma okuluna gitmesiyle devam ediyor. Zaten ilk kitapta genel olarak Ender'in küçük bir çocuktan insanlığı kurtarabilecek taktiksel bir dehaya dönüşmesini izliyoruz. Bu dönüşümü izlemek pek keyifli değil açıkçası, hatta çoğu zaman düşündürücü ama her şeye rağmen gerçekleşiyor. Yazarın hayatta kalma içgüdüsünün insana yaptırabileceklerinin neredeyse sınırı olmadığını göstermekten çarpık bir zevk aldığını düşünüyorum ben. Evet sorularımız şu insanlığın hayatta kalması için kaç insanı harcayabiliriz, yüzlerce çocuğu alıp onları birer silaha çevirebilir miyiz, başka bir türü zeka sahibi bir türü yok edebilir miyiz, soykırım hangi durumlarda kabul edilebilir?  

Kitap boyunca yaygın olan temalardan bir tanesi kişilik çatışması. Yazar bu temayı Ender karakteriyle işlerken alışılmışın dışında bir iyi-kötü savaşını merkeze almış. Peter ve Ender'in savaşı ve aradaki köprü olan Valentine. Hikaye ilerleken, bir yandan bize iyi olarak lanse edilen Ender karakterinin sürekli test edilerek, yalnız bırakılarak, kabul edilmesinin tek yolunun diğerlerinden daha iyi olduğunu ispatlamak olduğu bir ortam
yaratılarak bir insandan düşmanlarını yok etmenin her zaman en etkili yolunu bulmayı başaran bir yok ediciye dönüşümünü görüyoruz. Diğer tarafta ise canavar olarak bildiğimiz Peter'in insanlığın ortak düşmanı yok edildikten sonra dünyada yüzyıllardır süren barış ortamının bozulacağını farkedip, bu kaos ortamının kendi ihtiyacı olan fırsat olabileceğini düşünerek, kardeşi Valentine ile barışı korumak için politikaya atılmasını izliyoruz.

Peter'ı motive eden dürtü güç arzusuyken Ender'inkinin hayatta kalma isteği olması elbette fark yaratıyor. Fakat yazar sonunda, Peter'ı bir savaşı engelleyip milyonlarca insanın hayatını kurtarabilecek bir konuma koyarken, Ender içinse olası bir soykırımın baş sorumlusu olabileceği bir ortam hazırlıyor. Bu durum klişe sayılabilecek her iyinin içinde bir kötü, her kötünün içinde bir iyi vardır tezini yazarın çok farklı ve bence
özgün bir biçimde işlemesini mümkün kılıyor.  

Bahsedilmesi gereken diğer konu ise kitabın geneline yayılmış olan bireysel ihityaçlar ve çoğunluğun iyiliği çatışması. Yazar bu tartışmada genel olarak daha yüce bir iyilik için azınlığın feda edilebileceği görüşünü benimsemiş durumda. Bu bir bakımdan kitabı daha da çarpıcı yapıyor. Çünkü kitap boyunca bize sürekli gösterilen verilen kayıplar. Kurtarılmaya çalışılan dünyanın nasıl bir yer olduğunu bilmiyoruz. Okuldaki çocuklar 5-6 yaşında evlerinden koparılmışlar. Kendilerini neredeyse hiç tanımadıkları insanlar için tehlikeye atıyorlar. Bu sebeple, yaşananlar gerçekten gerekli mi sorusunu sorarken buluyoruz kendimizi. Benzer bir durumla ne pahasına olursa olsun kazanmak konusu işlenirken karşılaşıyoruz. Askeri bir okulun kazanma odaklı bir eğitim sisteminin olması anlaşılabilir. Çünkü kaybetmek çoğunlukla ölüm demek. Fakat yazar burada da aynı soruyu sordurmayı başarıyor. Kazanmak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?

Kitap genellikle bu havada geçiyor. Okurken sürekli yeni sorular sormaya zorluyor sizi. Cevaplara gelince bir cevap olduğundan pek emin değilim açıkçası. Yine de ders niyetine bir motto benimseyelim kitaptan(daha çok seriden). Doğru olduğunu inandığınız şeyi yapın ve bedelini ödeyin.

Not: Ben aslında serinin ikinci kitabı Ölülerin Sözcüsü hakkında bir şeyler yazmak istemiştim. O kitap bence çok daha güzel ama sebebini anlamadığım bir şekilde ilk kitap hakkında konuşuyorum. Gerçi yazar da Ölülerin Sözcüsü kitabı için anlaşma yaptıktan sonra bir yerde tıkanmış. Daha sonrasında hikayenin öncesini yazmadan kitaba devam edemeyeceğine karar verip bir kısa hikaye olan Ender'in Oyunu'nu romana dönüştürmüş. Belki de Ender'in Oyunu olmadan, Ölüler'in Sözcüsü hakkında konuşmak imkansızdır.

26
Rıhtım Okuma Etkinliği / Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği
« : 19 Şubat 2013, 21:34:40 »
Erken konuşup büyüsünü bozmak istemiyorum ama Şehir ve Şehir kazanamayacak gibi sanki. Umarım anket bu şekilde sonuçlanır ve ben de bu ayki okuma etkinliğine katılabilirim. Gerçi Usta İle Margarita hakkında azıcık fikir sahibi olsaydım ya da en azından ismini önceden duysaydım daha hoş olurdu ama kısmet bu okuma etkinliğine olur inşallah.

Edit: Bir insan bu kadar mı uğursuz olur? Mesajı atarken Şehir ve Şehir bir oy daha almış  :(.

27
Valla okudum. :( Şöyle ki; zaten cevap için 20 saniyem bulunmaktaydı. Ve cevabın röportajda olduğu fikri nereden aklıma gelebilirdi?Hadi geldi diyelim, 20 saniye içerisinde o kadar uzun röportajdan cevabı nasıl bulabilirdim? Hakikaten zordu ama. Nitekim biri zoru başardı. Bize de tebrikler ve iyi okumalar demek düşer.

Diğer yarışmacıları bilemem ama benim soruyu bilmemde şans faktörünün çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Röportajı okuduğumda John Scalzi'nin Journey grubundan esinlenerek baş karakterine isim vermesi ilgimi çekmişti. O sebeple aklımda kalmış olma olasılığı yüksek. Benim hikayem üç  aşağı beş yukarı bu şekilde. Zoru başarmaktan ziyade şansla ilgili daha çok. Bu arada iyi dilekleriniz için teşekkürler. Pek mümkün gözükmese de umarım kitapları yakın zamanda okuyabilirim.

İlk sorunuzun cevabı çok zor değil aslında. Radyo yayını sırasında Fırtınakıran soruyu sormadan cevabı kitaplarda veya İngilizce sitelerde bulamayacağımızı söylemişti. Ben tam o anda sorunun uydurma olduğunu düşünmeye başlamıştım ki bir aydınlanma yaşadım ve aklıma Kayıp Rıhtım röportajı geldi. Şansıma soru hatırladığım(çalıştığım) yerden geldi de cevabı gönderdim.

Bazı sorular bence de zordu. (Hatta bu seneki soruları Tübitak'ın hazırladığını düşünüyorum  ;)) Gerçi bana sorarsan bazı soruların (Özellikle Turin sorusu, yeri gelmişken sevgili Fırtınakıran'ı bir kez daha saygıyla anıyorum burada  :)) cevaplanması imkansıza yakındı ama insanlar hemen cevap veriyordu. Sorular çok da zor olmasa gerek diye düşünüyorum bu sebeple. Sanırım şu anda kedi-ciğer sendromundan muzdaribim.

Ben de kitap kazanan arkadaşları buradan tebrik edeyim. Diğer üyelerimiz içinse;

buyrun burdan yakın
 

28
Eğlence & Mizah / Ynt: Dürbünde gördüğünüz gariplikler
« : 09 Şubat 2013, 17:27:42 »


Bu program reyting rekorları kıracak gibi  :).


29
Umarım yeteri kadar şahanedir, çünkü taşırken belim koptu.

Ben tatmin oldum  :).

Hazal Abla demin sormayı unuttum. Soru ile dağıtılacak olan kitapların sorusu: Şu seride şuranın adı ne veya bu savaşta kim kazanıyor gibi mi yoksa Rıhtımla mı ilgili olacak? Ona göre hazırlıklar başlasın :)

Bu mantıklı olmuş, ben de geçen yılın çıkmış sorularını isteyecektim  ;D. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerdim ama hiç içimden gelmiyor açıkçası :P. Gerçi şimdi farkettim, benle aynı kitap için yarışmayan arkadaşlara kolay gelsin, onun bana bir zararı yokmuş  ;).

30
Peki geçen hafta yapılan programın kaydı var mı? Varsa kendilerine nasıl ulaşılabilir? Bir de her hafta aynı sorunun tekrarlanmasını engellemek adına şunu sorayım  :D. Podcast'ler başlığında olmayan bir programın kaydının olmadığını varsaymak ne kadar doğrudur?  Orada yoksa size boş yere sormayalım mı yoksa oraya aktarılmayan radyo kayıtları oluyor mu?

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 6