Evet, nickimi değiştirdim. Neyse, son olarak bir şeyler yazayım. Bana kalırsa çocuk kitabı kavramınızda bir sorun var. Bir kitabın yetişkinlere uygun olması için olay örgüsünün müthiş karmaşık, dilinin çok ağır olması gerekmiyor. Harry Potter başka bir çok serilere göre kolay okunur bir seri, orası doğru. Fakat bunun çocuklar için olmasıyla ilgisi düşündüğünüz kadar doğrudan değil. Kolay okunması, aynı kolaylıkla tam olarak anlaşılacağı ya da daha basit olduğu anlamına gelmiyor. Ufak bir örnek vereyim: Bu site dahil Kralkatili Güncesi'ne şu ana kadar çocuk kitabı diyen kimseye rastlamadım. Fakat bu seri benim hayatımda okuduğum en sürükleyici, en "kolay okunur" seri. Harry Potter'ı bile geride bırakıyor bu açıdan. Başlayıp bitirebilmek için kesinlikle bir fantastik edebiyat geçmişinizin olması gerekmiyor, fantastik edebiyatı sevmeyen insanların bile çok beğendiğini gördüm. Hatta kitap okumayı sevmeyen insanların bile zevkle okuduğunu gördüm. Bu bir eksiklik midir, yoksa beceri mi? Bir kitabı çocukların okuyabilmesi onu çocuk kitabı mı yapar? Zaten dediğim gibi, sizin yaşınız ve algınız eminim yeterlidir, ama belli bir yaşın altındaki çocukların gerçekten anlayarak okumaları mümkün değil.
Akıcılık çok önemli bir niteliktir. Okunması zor bir kitap yazmayı maharet olarak gören biri değilim. Elbette yoğun bir dille yazılabilir kitaplar, ama daha hafif ve akıcı da yazılabilir. Bu ikisinin bir eserin iyi ya da kötü olmasıyla pek bir ilgisi yoktur. Hatta ağır dil, eğer yerinde kullanılmazsa, çoğu zaman dezavantajdır. Yine örneklerden gidersek, bana kalırsa en büyük fantazi ustalarından biri olan Robert Jordan'ın en büyük sıkıntısı budur. Kitaplarını okumak gerçekten zordur. Çok fazla betimleme, ve beni affetsin, ama çok fazla gereksiz yazı vardır. 14 kitaplık seriyi rahatlıkla yarı uzunluğa indirerek fantastik edebiyat tarihinin belki de en büyük şaheseri haline getirmek mümkündür. Bunu kitapları övmek için bir nitelik olarak görür bazıları, "herkes anlayamaz" der. Asıl önemli olan ise herkese anlatabilmek, okutabilmektir. Fakat illa ki somut bir şey görmek istiyorsanız, yukarıda bahsettiğim Hugo ödülü var. Adından da anlaşılacağı gibi,
en iyi fantastik eserlere ve bilimkurgu eserlerine verilen bir ödül. Daha önce kazananlar içinde Heinlein, Asimov, Zelazny, Le Guin gibi insanlar var. İyi bir edebi eser olup olmadığına siz karar verin.
Bunu bir şekilde Büyücüler'e bağlamam gerekiyor, yoksa iyice uçacağım konudan uzaklara.

Büyücüler'de bunun hem kendisini, hem tersini görüyoruz. Bazı yerlerde sıkıcı ve yoğun bir anlatım varken, kitabın ciddi bir kısmı da neredeyse özet havası verecek kadar hızla geçilmiş. Bunların da etkisiyle, beni içine çekebilen bir kitap olmadı. Yukarıda da söylendiği gibi, okumakla ne bir şey kaybedeceğiniz ne de bir şey kazanacağınız bir kitap. Çok başarısız olduğunu söylememekle beraber, ciddi derecede "overrated" olduğunu düşünüyorum. "Uzak durun" diyebileceğim bir kitap da değil, siz yine de okuyun. Okumak iyidir. Kendi fikrinizi edinin. Bakarsınız çok beğenirsiniz.
Edit: Of ne yazmışım ya, yazarken bu kadar uzun gelmemişti.
