Konu: Kıpkısa Kulübü

[Fırtınakıran]

Ben de dönmek istiyorum doktor. Kendi eksenimde bir tur atıp, kadın başlayıp kadın bitirmek istiyorum.

[Evis]

Bir insanın yaşadığını kanıtlaması neden gerekir? Cevabına, diğerleri senin varlığına inanmadığı için diyebiliriz. Desek de kimse duymaz.

[Laughing Madcap]

Bekleme odasına benzeyen bir odada, beyazlara bürünmüş adam sordu.
"Neden buradayız?"
Yanında oturan siyahlara bürünmüş adam cevapladı.
"Çünkü, buradayız."
Beyazlı adam şaşkın bir şekilde sordu.
"Neden böyle oldu?"
Siyahlı adam sakince cevapladı.
"Çünkü, böyle oldu."
Beyazlı adam sabırsız bir şekilde isyan etti.
"Ölüm'ün daha bilge olduğunu hayal etmiştim."
Ölüm, iki yaşında bir çocuğun yaptığı resme bakar gibi baktı.
"Sadece bir hayat yaşadın, anlayamaman normal."

[Stormholder]

Hayat yıpratıyordu ruhunu sanki. Aslında içten dışa pişiriyordu, etrafını saran ölümün soğukluğuna rağmen. Sonrasında da... bir tanrının dişleri arasında sayısız parçalarına ayrılacak ve midesinde son bulacaktı.
Çok pişmesin, pembeliğini korusun. Ne kadar genç, o kadar lezzetli.

[valarrr]

"Kader mi? İtinayla yazılır," dedi Tanrı, muzip bir çocuk edasıyla.

[DarLy OpuS]

O kadar büyük sözler söyledi ki nefesi kesildi yavşağın.

Gezegenin en beceriksiz insanına, gezegenin tek zaman makinesini verdiler. Ertesi gün, 129 yıl önce Hitler ölmüştü

Dipçe: Küçürek öyküde uzmanlaşmak lazım

[thevoice]

Bilim insanı olup uzayda keşifler yapmak ve kendini dünyaya yararlı bir birey haline getirmek istiyordu. Artık bir teleskobu ve nöbetçi sertifikası vardı.

[mit]

“Özünde onların istediği, dilediği, kavuşmayı arzuladığı her şeye eksiksiz bir şekilde sahip olmana rağmen sırf kapağından, dış görünüşünden hoşlanmadıkları için sana burun kıvırmalarının, seni yok saymalarının nasıl bir his olduğunu bilir misin?” diye sordu kitap, sayfalarını öfkeyle hışırdatarak.

“Evet,” dedi genç adam, hüzünle gülümseyerek. “Aslına bakarsan bunun nasıl bir şey olduğunu gayet iyi biliyorum. Hatta neredeyse tüm ömrüm boyunca…”

"Dünya, gün geçtikçe kötüleşiyor dostum. Vakit varken çekip gitmeli." Donuk sesli adamın ruhu söylenileni çoktan yapmış gibiydi.
"Pekâlâ, ilk varan kazanır!"

"Cebindeki paran kadar delikanlısın." demişti yaşlı adam. Aldırmamıştım. Şimdi kırmızı bulutları seyrederken ise başka bir şey düşünemiyorum, anlaşılan artık işler gerçekten de böyle yürüyor.

[Khentis]

İlk kış kapıdaydı. Günler gitgide kısalıyor, havalar soğuyordu. Karanlık, dipsiz bir çukura, ansızın bir melek fırlatıldı. Şeytan, Tanrı'nın evinin kazan dairesinde çalıştırılmaya başlanmıştı; günah ise kullandığı kömürün ta kendisiydi.

[Laughing Madcap]

Zaman gezgini, maceralarından birinde ölümsüz olan bir adamla karşılaşmış. Birbirlerinin sohbetlerinden pek hoşlanan ikili, yüz yıl sonra aynı yerde ve aynı saatte buluşmaya karar vermişler. Gezgin, yeni tanıştığı arkadaşını daha iyi tanımak ve anlamak istediği için, hemen zaman makinesini kullanarak yüz yıl sonraya gitmiş. Fakat ölümsüz olan ortalarda yokmuş. Anlaştıkları saatten bir hayli sonra, ölümsüz olan çıkıp gelmiş.

"Nerelerdesin!?" demiş zaman gezgini öfkeyle. "Saatlerdir seni bekliyorum. Sıkıntıdan patlayacaktım."

"Hah" demiş ölümsüz olan gülümseyerek. "İşte şimdi beni biraz olsun anlamaya başladın."

[Bozhermes]

Bir macera ya ölümle ya doğumla başlamalı diyerek uçurumdan atladı.

[Marius]