Kayıt Ol

Rastgele Düşünceler

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #30 : 06 Aralık 2010, 16:56:34 »
Öncelikle KoyuBeyaz'ı tebrik ediyorum. Çaktırmadan "Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz?" diye sormuş, çok da güzel olmuş.

İnsanlar kimle iyi anlaşır konusunda;

İnsanlar bence temelde kimseyle çok iyi anlaşamazlar. Eğer ortak bir hedef, ortak bir ilgi alanı vesaire durumu söz konusuysa, o dönem için iyi anlaşabilirler elbette. Ama uzun dönemde bir insanın başka bir insana tahammül edebileceğini sanmıyorum. Sonuçta beraber vakit geçirildikçe, birbirlerini daha çok tanıyacak, eksikleri daha çok gözlerine batacak, günden güne birbirlerinden daha çok tiksinecekler.

Senden bir tane daha olsaydı konusunda;

Haftasonları pikniğe gider, çiçek toplar, ip atlar, el ele bayırdan aşağı koşardık.
Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #31 : 06 Aralık 2010, 17:09:51 »
Benden bir tane daha olsaydı, onu kendi ellerimle öldürürdüm.
Ya da o beni öldürürdü.
Yüksek ego, gevezelik, kendini beğenmişlik, kıskançlık...

Ben açıkçası herkesle iyi anlaşamam. Buna neden olan şey bencil ve kıskanç olmamdan kaynaklanıyor.
Aslında düşündükçe kötü birisi olduğumu anladım. Evet çok kötüyüm.
İlk tanıştığım insana çok iyi davranırım. Sonra zaaflarını, zayıf noktasını öğrenip bunu ona karşı kullanırım.
Böylelikle kişi bana bağlı hale gelmiş olur.Yani onu  bir güzel istediğim gibi kullanırım. O kişi bunu fark ettiği an alınmazda zaten bana. Çünkü onunda bende istediği bir şey vardır.
Karşılıklı çıkar ilişkisi çok güzel demi? Sonuçta günün sonun herkes kendini düşünür.
 
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı johnconstantine

  • **
  • 167
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Her Şeyi Gören Faesla
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #32 : 06 Aralık 2010, 17:36:03 »
Bunun öteki tarafına 'çıkar meselesi' deniyor galiba. Bende yok, onda yok, şundan kullanırız gibi.

Neyse, benden bir tane değil binlerce olsa güzel olurdu. Genel olarak insanları seven birisiyim. Onlarla bir şeyler paylaşmayı, paylaşılan şeyin daha fazla paylaşıldığını görmekten hoşlanıyorum. Bu onları ağıııırrrrdan ağırdan değiştiriyor ve çokça yönden onlarla olan ilişkilerinizi düzeltiyor. Takiben iyiliğini veya kötülüğünü düşünmeden dahi olsa, yaptığınız en ufak bir hareketin karşılığını muhakkak bir yerlerden geri alıyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız arkadaşlarınız, aileniz ve akrabalarınız, ardından olay o kadar büyümüştür ki küçük bir topluluk değişmiştir. Düzgün düşünen insanlara ihtiyacımız var, çünkü yeterince düşünen zaten var.

Çoooook eskiden insanlar, çoooook iyi anlaşırlardı kanaatımca. Bunu birçoğumuzun bildiğini düşündüğüm bir söze bağdaştırıyorum; ''Unutmayın, ne kadar çok şey öğrenirseniz, yalnızlığa o kadar mahkum kalırsınız. Binaenaleyh dünya artık gözünüzde çok daralmıştır, o kadar ki insanları bit sanırsınız.'' Aslında burada bilgiyi doğru alanda kullanma bölümü ön plânda sanki.


Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #33 : 24 Ocak 2011, 19:47:10 »
 


  ''Unutmayın, ne kadar çok şey öğrenirseniz, yalnızlığa o kadar mahkum kalırsınız. Binaenaleyh dünya artık gözünüzde çok daralmıştır, o kadar ki insanları bit sanırsınız.''
Aslında burada bilgiyi doğru alanda kullanma bölümü ön plânda sanki.

   
 

    Bana sorarsan verdiğin Söz apayrı bir anlama sahiptir. Çok şey bilen insan bunun bilincindedir. Ve ötekilere de ondan daha bilgiliymişce davranmakta zorlanmaz. İnsanlar ona karşı 'ukala' terimini kullanmaya başlar ve kişi yalnız olmaya başlar. Bu söz bunu ifade ediyor.

   Çok şey bildiğimi hiç düşünmedim. Öyle bir şey yok. (hadi ama, sadece 17 yaşındayım!) ama olay şu ki yorumlayabiliyorum. Yorumladıkça öğreniyorum, öğrendikçe yorumluyorum. Sonuçta ne kadar çok yorumlayabiliyorsam o kadar bilgiliyimdir. Ünlü filozoflar
Spoiler: Göster
ne bileyimi sokrates olur, Platon olur...
bu yüzden gözümüzde bilgilidirler. yorumlarlar. Analiz ederler. Var oluşu araştırırlar. Biri çıkar varlık sayılardır der, öteki çıkar varlık sudur der. Varlık teması genişler, yorum olayı artar, bilgi edinilir. İnsan oğlu bu yüzdendir ki bilgiyi var oluşu sorgulamaya başladığından itibaren edinmektedir.

  ***

   Benden bir tane daha mı? Bir ben daha olsa ne mi yapardım? Biliyor musunuz, bu soru o kadar saçma ki! Varsayımlarla uğraşmamak lazım. Biri kalkıp size "süt siyah olsa ne olurdu?" diye soruyor mu? Önceden yapılmış olan yorumu farklı bir biçimde yorumlamışsınız. (Görüyorum ki bazılarımız sırf sadece sol tarafımızda bulunan mesaj sayısının artması için uğraşıyor.) Bir 'ben' daha olması imkansiz. Öyle birşey olabilseydi, zaten dünyada ne kavga çıkardı, ne insanlar ezilirdi ne de yanlış yollara sapardı. Hayatta karıncalardan farkımız kalmazdı. Herkes aynı, herkes normal.. Ne kadar sıradan olurduk, düşünsenize! Bu sorunun sorulmasındaki amaç, kendimizi nasıl bulduğumuzu anlamaya çalışmak olsa da, bunu farklı yollarla yapmalıyız. Bu tip saçma varsayımlarla bir yere varamayacağız.

  ***

 
Ben açıkçası herkesle iyi anlaşamam. Buna neden olan şey bencil ve kıskanç olmamdan kaynaklanıyor.
Aslında düşündükçe kötü birisi olduğumu anladım. Evet çok kötüyüm.
İlk tanıştığım insana çok iyi davranırım. Sonra zaaflarını, zayıf noktasını öğrenip bunu ona karşı kullanırım.
Böylelikle kişi bana bağlı hale gelmiş olur.Yani onu  bir güzel istediğim gibi kullanırım. O kişi bunu fark ettiği an alınmazda zaten bana. Çünkü onunda bende istediği bir şey vardır.
Karşılıklı çıkar ilişkisi çok güzel demi? Sonuçta günün sonun herkes kendini düşünür.
 


  Bu da ne demektir? Kendinle ilgili bu kadar ağır konuşman insanoğlu ile ilgili düşüncelerimi değiştirdi. Sana tek bir sorum var: Bu söylediklerine sen kendin inanıyor musun peki? Kendine karşı bu kadar acımasız olma.  İnsanları kullandığını söyleyen biri, bana kalırsa kullanılıyordur diye o da öyle olmak istiyordur. Çıkar meselesi hep vardır, ama insanları kullanmak mı ? O apayrı bir şeydir
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #34 : 25 Ocak 2011, 15:53:19 »
 


  ''Unutmayın, ne kadar çok şey öğrenirseniz, yalnızlığa o kadar mahkum kalırsınız. Binaenaleyh dünya artık gözünüzde çok daralmıştır, o kadar ki insanları bit sanırsınız.''
Aslında burada bilgiyi doğru alanda kullanma bölümü ön plânda sanki.

  
 

    Bana sorarsan verdiğin Söz apayrı bir anlama sahiptir. Çok şey bilen insan bunun bilincindedir. Ve ötekilere de ondan daha bilgiliymişce davranmakta zorlanmaz. İnsanlar ona karşı 'ukala' terimini kullanmaya başlar ve kişi yalnız olmaya başlar. Bu söz bunu ifade ediyor.

   Çok şey bildiğimi hiç düşünmedim. Öyle bir şey yok. (hadi ama, sadece 17 yaşındayım!) ama olay şu ki yorumlayabiliyorum. Yorumladıkça öğreniyorum, öğrendikçe yorumluyorum. Sonuçta ne kadar çok yorumlayabiliyorsam o kadar bilgiliyimdir. Ünlü filozoflar
Spoiler: Göster
ne bileyimi sokrates olur, Platon olur...
bu yüzden gözümüzde bilgilidirler. yorumlarlar. Analiz ederler. Var oluşu araştırırlar. Biri çıkar varlık sayılardır der, öteki çıkar varlık sudur der. Varlık teması genişler, yorum olayı artar, bilgi edinilir. İnsan oğlu bu yüzdendir ki bilgiyi var oluşu sorgulamaya başladığından itibaren edinmektedir.

  ***

   Benden bir tane daha mı? Bir ben daha olsa ne mi yapardım? Biliyor musunuz, bu soru o kadar saçma ki! Varsayımlarla uğraşmamak lazım. Biri kalkıp size "süt siyah olsa ne olurdu?" diye soruyor mu? Önceden yapılmış olan yorumu farklı bir biçimde yorumlamışsınız. (Görüyorum ki bazılarımız sırf sadece sol tarafımızda bulunan mesaj sayısının artması için uğraşıyor.) Bir 'ben' daha olması imkansiz. Öyle birşey olabilseydi, zaten dünyada ne kavga çıkardı, ne insanlar ezilirdi ne de yanlış yollara sapardı. Hayatta karıncalardan farkımız kalmazdı. Herkes aynı, herkes normal.. Ne kadar sıradan olurduk, düşünsenize! Bu sorunun sorulmasındaki amaç, kendimizi nasıl bulduğumuzu anlamaya çalışmak olsa da, bunu farklı yollarla yapmalıyız. Bu tip saçma varsayımlarla bir yere varamayacağız.

  ***

  
Ben açıkçası herkesle iyi anlaşamam. Buna neden olan şey bencil ve kıskanç olmamdan kaynaklanıyor.
Aslında düşündükçe kötü birisi olduğumu anladım. Evet çok kötüyüm.
İlk tanıştığım insana çok iyi davranırım. Sonra zaaflarını, zayıf noktasını öğrenip bunu ona karşı kullanırım.
Böylelikle kişi bana bağlı hale gelmiş olur.Yani onu  bir güzel istediğim gibi kullanırım. O kişi bunu fark ettiği an alınmazda zaten bana. Çünkü onunda bende istediği bir şey vardır.
Karşılıklı çıkar ilişkisi çok güzel demi? Sonuçta günün sonun herkes kendini düşünür.
 


  Bu da ne demektir? Kendinle ilgili bu kadar ağır konuşman insanoğlu ile ilgili düşüncelerimi değiştirdi. Sana tek bir sorum var: Bu söylediklerine sen kendin inanıyor musun peki? Kendine karşı bu kadar acımasız olma.  İnsanları kullandığını söyleyen biri, bana kalırsa kullanılıyordur diye o da öyle olmak istiyordur. Çıkar meselesi hep vardır, ama insanları kullanmak mı ? O apayrı bir şeydir
Bunları yazmam inandığımı gösterir.

Siz beni yanlış anladınız. Kendime karşı acımasız olduğum doğrudur.  Ama asla kendine acıyan insanlardan biri olmadım. Olmamda.

Herkesin iyi ve kötü tarafı vardır. Önemli olan dengedir. Bir tarafa yönelirsen diğer taraf çöker. Yani dengelemek çok zordur. Bir insan ya iyi olmayı seçmiştir ya da kötü olmayı. Bu onun seçimidir. Buna çevredeki bazı olaylar neden olur. Bana göre kimse kimseye karışmamalı ve seçimlerine saygı duymalıdır. Tabi eğer karşındaki sana zarar veriyorsa ya da zararı dokunuyorsa o zaman karışılmalıdır.

Eğer karşımdakine güvenmiyorsam, ki kimseye güvenmiyorum. O beni kullanmadan ben onu kullanırım.
Çünkü insanları yönetmeyi seviyorum. Takıntılı bir insanım.

Çünkü insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar. Buna örnek vericek olursam: Arkadaş baskısı en iyi örnektir. Eğer yakın bir arkadaşın varsa senden beklentileri çok olur.
Ona defterini istemesende vermek zorunda kalırsın, borç para vermek zorunda kalırsın, senden kopya çekmesine izin verirsin... Çünkü o senin en yakın arkadaşındır. Bunları yapmazsan sana küser gider. Arkadaş baskısı buna denir.

Başka bir örnek daha vermem gerekirse: Aileden birinin ya da iş arkadaşının  doğum gününüdür. Hediye alırsın. Ama hediyeyi alırken onunda sana kendi doğum gününde hediye almasını beklersin.

Hep bir beklenti içindeyiz. Yaptığımız iyiliğin karşılığını isteriz.
Size soruyorum şu ana kadar karşılıksız iyilik yapan bir insan gördünüz mü?
Ben görmedim.

 


Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #35 : 25 Ocak 2011, 16:19:52 »
Herkesin iyi ve kötü tarafı vardır. Önemli olan dengedir. Bir tarafa yönelirsen diğer taraf çöker. Yani dengelemek çok zordur. Bir insan ya iyi olmayı seçmiştir ya da kötü olmayı. Bu onun seçimidir. Buna çevredeki bazı olaylar neden olur. Bana göre kimse kimseye karışmamalı ve seçimlerine saygı duymalıdır. Tabi eğer karşındaki sana zarar veriyorsa ya da zararı dokunuyorsa o zaman karışılmalıdır.

Çünkü insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar. Buna örnek vericek olursam: Arkadaş baskısı en iyi örnektir. Eğer yakın bir arkadaşın varsa senden beklentileri çok olur.
Ona defterini istemesende vermek zorunda kalırsın, Borç para vermek zorunda kalırsın, senden kopya çekmesine izin verirsin... Çünkü o senin en yakın arkadaşındır. Bunları yapmazsan sana küser gider. Arkadaş baskısı buna denir.
Yani insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar.
Başka bir örnek daha vermem gerekirse; Aileden birine ya da iş arkadaşına vb. Bir doğum günü olur. Hediye alırsın. Ama hediyeyi alırken onunda sana kendi doğum gününde hediye almasını beklersin.
Hep bir beklenti içindeyiz. Yaptığımız iyiliğin karşılığını isteriz.
Size soruyorum şu ana kadar karşılıksız iyilik yapan bir insan gördünüz mü?
Ben görmedim.

Ben gördüm. Sokakta yürürken kenarda el açmış bir dilenci görüp önüne 50 kuruş atan hiç kimse dilenciden bir şey beklemez. En basit örneği, bu karşılıksız iyiliktir.

Hayata bakış açısı ile alakalı bu konular. Bu yorumu sana hitaben yazmıyorum, yalnızca güzel bir konuya parmak basmışsınız ve bu konuda birşeyler söylemek istiyorum.

İnsanlar birbirlerini kullanırlar bu doğru. Fakat hayat zaten insanların birbirine yardım etmeleri veya bir şekilde etkileşim içinde olmaları üzerine kuruludur ki bu insanın neden yalnız yaşayamadığının en bilinen sebebidir zaten. İnsanlar birbirini kullanır, fakat bunun ne ölçüde olduğu, kullanılma sınırının saflık veya kurnazlık derecesine kayıp kaymayacağı, diğer insanların bizden beklentisi vb. şeyler bizim tavrımızdan kaynaklanır. Çevremizdeki insanların isteklerini veya beklentilerini bizi kullanma olarak görmek istersek bir yerden sonra kimseye güvenemez hale geliriz elbet. Çünkü er ya da geç tanıdığımız her insanın bir beklentisi olacaktır bize karşı. Gerek sözde olsun gerek davranışta. En basitinden yeni birşey alıp arkadaşımıza gösterdiğimizde bir tepki bekleriz, hayırlı olsun, güzelmiş, şunu alsan daha güzel olurdu vs. Bu da bir beklentidir, hatta bazen bu kadar ufak bir şeyin karşılanmaması bile aramızı bozabilir bir insanla.

Ama bu her zaman olan bir şey ve her zaman olmaya devam edecek bir şey. Eğer insanları birbiriyle olan etkileşimlerini kullanma olarak adlandırırsak hayattan soğumak için bir çok sebebimiz olur. Bu sosyal yaşamdır sonuçta, elbette insanlar biribirleriyle konuşacak, bazı şeyler isteyecek, hatta bazen egolarına yenilip karşılarındaki insana art niyetle bile yaklaşacaktır. Önemli olan sınırı doğru çizip, belli bir noktanın ötesine izin vermemektir bence.

Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #36 : 25 Ocak 2011, 16:37:44 »
Herkesin iyi ve kötü tarafı vardır. Önemli olan dengedir. Bir tarafa yönelirsen diğer taraf çöker. Yani dengelemek çok zordur. Bir insan ya iyi olmayı seçmiştir ya da kötü olmayı. Bu onun seçimidir. Buna çevredeki bazı olaylar neden olur. Bana göre kimse kimseye karışmamalı ve seçimlerine saygı duymalıdır. Tabi eğer karşındaki sana zarar veriyorsa ya da zararı dokunuyorsa o zaman karışılmalıdır.

Çünkü insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar. Buna örnek vericek olursam: Arkadaş baskısı en iyi örnektir. Eğer yakın bir arkadaşın varsa senden beklentileri çok olur.
Ona defterini istemesende vermek zorunda kalırsın, Borç para vermek zorunda kalırsın, senden kopya çekmesine izin verirsin... Çünkü o senin en yakın arkadaşındır. Bunları yapmazsan sana küser gider. Arkadaş baskısı buna denir.
Yani insanlar farkında olmadan birbirlerini kullanırlar.
Başka bir örnek daha vermem gerekirse; Aileden birine ya da iş arkadaşına vb. Bir doğum günü olur. Hediye alırsın. Ama hediyeyi alırken onunda sana kendi doğum gününde hediye almasını beklersin.
Hep bir beklenti içindeyiz. Yaptığımız iyiliğin karşılığını isteriz.
Size soruyorum şu ana kadar karşılıksız iyilik yapan bir insan gördünüz mü?
Ben görmedim.

Ben gördüm. Sokakta yürürken kenarda el açmış bir dilenci görüp önüne 50 kuruş atan hiç kimse dilenciden bir şey beklemez. En basit örneği, bu karşılıksız iyiliktir.

Hayata bakış açısı ile alakalı bu konular. Bu yorumu sana hitaben yazmıyorum, yalnızca güzel bir konuya parmak basmışsınız ve bu konuda birşeyler söylemek istiyorum.

İnsanlar birbirlerini kullanırlar bu doğru. Fakat hayat zaten insanların birbirine yardım etmeleri veya bir şekilde etkileşim içinde olmaları üzerine kuruludur ki bu insanın neden yalnız yaşayamadığının en bilinen sebebidir zaten. İnsanlar birbirini kullanır, fakat bunun ne ölçüde olduğu, kullanılma sınırının saflık veya kurnazlık derecesine kayıp kaymayacağı, diğer insanların bizden beklentisi vb. şeyler bizim tavrımızdan kaynaklanır. Çevremizdeki insanların isteklerini veya beklentilerini bizi kullanma olarak görmek istersek bir yerden sonra kimseye güvenemez hale geliriz elbet. Çünkü er ya da geç tanıdığımız her insanın bir beklentisi olacaktır bize karşı. Gerek sözde olsun gerek davranışta. En basitinden yeni birşey alıp arkadaşımıza gösterdiğimizde bir tepki bekleriz, hayırlı olsun, güzelmiş, şunu alsan daha güzel olurdu vs. Bu da bir beklentidir, hatta bazen bu kadar ufak bir şeyin karşılanmaması bile aramızı bozabilir bir insanla.

Ama bu her zaman olan bir şey ve her zaman olmaya devam edecek bir şey. Eğer insanları birbiriyle olan etkileşimlerini kullanma olarak adlandırırsak hayattan soğumak için bir çok sebebimiz olur. Bu sosyal yaşamdır sonuçta, elbette insanlar biribirleriyle konuşacak, bazı şeyler isteyecek, hatta bazen egolarına yenilip karşılarındaki insana art niyetle bile yaklaşacaktır. Önemli olan sınırı doğru çizip, belli bir noktanın ötesine izin vermemektir bence.


Onun hayır duasını almak için para atar genelde insanlar. Ama bir şekilde acıdıkları içindir. Neden peki?
Hallerine şükrederler. Ondan üstün oldukları ve kimseye muhtaç olmadıkları için acırlar. Tabi bu benim görüşüm.

Herkesin bakış açısına saygı duyuyorum.

Söylediğiniz şeyler düşündürücü. Evet kimseyeye güvenemek çok kötü bir şey. Ve herkesin birbirini kullandığını düşünmek.  Ama maalesef benim karşılaştığım bir çok insan saf bir şekilde değil art niyetle birbirlerini kullanmıştır. Maalesef benide bir kez kullanan oldu. (hani derler ya kuyruk acısı diye ya da onun gibi bişey.)

Bundan dolayı insanlara güvenim sarsıldı.
Bir çin atasözü var: ''Tecrübe yediğin kazıkların toplamıdır.'' diye. İşte o söz aynen bana uyuyor.


Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #37 : 25 Ocak 2011, 17:45:38 »


Onun hayır duasını almak için para atar genelde insanlar. Ama bir şekilde acıdıkları içindir. Neden peki?
Hallerine şükrederler. Ondan üstün oldukları ve kimseye muhtaç olmadıkları için acırlar. Tabi bu benim görüşüm.

Herkesin bakış açısına saygı duyuyorum.

Söylediğiniz şeyler düşündürücü. Evet kimseyeye güvenemek çok kötü bir şey. Ve herkesin birbirini kullandığını düşünmek.  Ama maalesef benim karşılaştığım bir çok insan saf bir şekilde değil art niyetle birbirlerini kullanmıştır. Maalesef benide bir kez kullanan oldu. (hani derler ya kuyruk acısı diye ya da onun gibi bişey.)

Bundan dolayı insanlara güvenim sarsıldı.
Bir çin atasözü var: ''Tecrübe yediğin kazıkların toplamıdır.'' diye. İşte o söz aynen bana uyuyor.




   Victoria, her ne yaşadıysan, seni mantıksız bir kişiliğe dönüştürmüş. Sanki burada hayattan kazık yemiş tek insanmışsın gibi konuşuyorsun.  Oysa hayat o kadar basit değildir. Birileri çıkar ve onlar bir yerdedirler. Sana karşı yaptıkları her davranış, kullandıkları söz, ve diğer her şey, senin onlara karşı bir duygu beslemene sebep açar. Beslediğin duygu Aşktır, Nefrettir, Sevgidir, Kıskançlıktır, Güvendir. Ancak güvensizlik diye bir duygu yoktur. Güzensizlik, güvendiğin birinin sana karşı güvensiz davranmasıdır. Güven bir duygudur, güvensizlik bir davranış biçimidir. Bu yazdığın çin atasözü çok doğru bir söz. Ama hayattan yediğin kazık kadar bahsettiğim duyguların da olduğunu unutma. Bu söz sana güvenmemeyi değil, nasıl güvenmen gerektiğini anlatıyor. Sen yanlış yorumlamışsın.

  Ben şu anda kalkıp hayatta yediğim kazıkları anlatmıyorum, ama inan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.

  Benim bu sitede de üye olan bir arkadaşım var. Hiçbir zaman borç para istemedi. hiç bir zaman beni kullanmaya çalışmadı. Okula gelmediğim zamanlarda yalnız kaldığı için beni telefonda arayıp kızdığı bile oldu. Çıkar farklıdır, insanları kullanmak farklıdır, kazık yemek farklıdır, Güven farklıdır, Güvensiz apayrıdır. Sen tüm bunları o kadar iç içe sokmuşsun ki, seni düşüncelerinin yanlış olduğuna ikna ettiremiyoruz.

  Oralarda bir yerlerde, Gerçek bir dostun var. Senden hiç bir zaman çıkar beklemeyecek ve seni kullanmayacak bir dost.. Benim tavsiyem, git, git ve onu bul Victoria..
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #38 : 25 Ocak 2011, 17:59:32 »
Ben gayet mantıklıyım. Bunu söyleye bilmen için beni tanıman gerekir. Nickname yazan Victoria dan başka bir şey bilmiyorsun hakkımda.

Ben burda kendi adıma konuşuyorum. Ve yediğim kazıkları mesaj halinde buraya yazmadım. Sadece örnek verdim.
Hayatın basit olduğunuda  düşünmüyorum. Ve böyle bir şey söylediğimide hatırlamıyorum.
'' İnan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.'' Sana hayatta ne kazık yedin diye sorduğumuda hatırlamıyorum. Beni ilgilendirmez yediğin kazıklar.
Genel olarak konuştum. Ve kendi görüşlerimi paylaştım. Biraz saygı lütfen!

Şuan sakin olmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Sanane benden!
O senin görüşün buda benim görüşüm.
Çek git!

Uğraşamıycam sizinle. Kendimi yoruyorum...

 

Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #39 : 25 Ocak 2011, 18:04:54 »
Arkadaşlar Kurallar'a hep beraber bakalım ne yazmışız daha önce:

Alıntı
2. Forum içerisinde açılan başlıkla alakasız ciddi kişisel tartışmalar yürütmek yasaktır.

İkinizin de saçmaladığının farkına varmasını bekliyorum.

Ayrıca Laughing Madcap'e saldır emri vermek (burada bir insandan bahsediyoruz) ve "çek git" gibi garip tabirler kullanmak sizleri hoş bir duruma düşürmüyor. Dahası, kişileri mantıksız buluyorsak bile bunu kırıcı olmayan bir biçimde ifade etmek de gerekir. Direk kişiliğe laf söylemek de aynı derece hoş değil.

Şimdi bir daha düşünün yazdıklarınızı. Kuralda ne diyor? Kişisel tartışmalara gerek yok.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #40 : 25 Ocak 2011, 18:07:05 »
Arkadaşlar Kurallar'a hep beraber bakalım ne yazmışız daha önce:

Alıntı
2. Forum içerisinde açılan başlıkla alakasız ciddi kişisel tartışmalar yürütmek yasaktır.

İkinizin de saçmaladığının farkına varmasını bekliyorum.

Ayrıca Laughing Madcap'e saldır emri vermek (burada bir insandan bahsediyoruz) ve "çek git" gibi garip tabirler kullanamak sizleri hoş bir duruma düşürmüyor. Dahası, kişileri mantıksız buluyorsak bile bunu kırıcı olmayan bir biçimde ifade etmek de gerekir. Direk kişiliğe laf söylemek de aynı derece hoş değil.

Şimdi bir daha düşünün yazdıklarınızı. Kuralda ne diyor? Kişisel tartışmalara gerek yok.
Gerçekten çok sinirlendim. Kontrolümü kaybettim açıkçası. Özürdiliyorum.
Gerçekten çok yoruldum...
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #41 : 25 Ocak 2011, 18:13:04 »
Ben gayet mantıklıyım. Bunu söyleye bilmen için beni tanıman gerekir. Nickname yazan Victoria dan başka bir şey bilmiyorsun hakkımda.

Ben burda kendi adıma konuşuyorum. Ve yediğim kazıkları mesaj halinde buraya yazmadım. Sadece örnek verdim.
 hayatın basit olduğunuda  düşünmüyorum. Ve böyle bir şey söylediğimide hatırlamıyorum.
 '' İnan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.'' Sana hayatta ne kazık yedin diye sorduğumuda hatırlamıyorum. Beni ilgilendirmez yediğin kazıklar.
Genel olarak konuştum. Ve kendi görüşlerimi paylaştım. Biraz saygı lütfen!

Laughing Madcap  sana söylediğim lafı geri alıyorum. Sakin olma!

Şuan sakin olmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Sanane benden!
O senin görüşün buda benim görüşüm.
Çek git!

Uğraşamıycam sizinle. Kendimi yoruyorum...

 




   Afedersin, hiç böyle bir reaksiyon beklemiyordum. Doğrusu beni şok ettiniz. Kötü bir amacım yoktu ve kesinlikle haklısın. Özellikle senin hayatının beni ilgilendirmediği kısmında sana epeyce hak verdim. Orada senin yaptığın yorumdan öne çıkarak bende aynı senin gibi kendi görüşlerimi dile getirmiştim aslında. Yazdıklarımda sadece ve sadece her ne kadar hayatta kötü şeyler olsa da, iyi şeyler olduğu görüşümü anlatmaya çalıştım. Özellikle ve özellikle sana sersenişim seni aldatmış olmalı sanırım. Lafım sadece sana değildi.

   Sizi bu kadar kızdırmam beni gerçekten üzdü, amacım bu değildi. Sizden özür diliyorum.

  
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.

Çevrimdışı Victoria

  • **
  • 316
  • Rom: 3
  • Peynir!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #42 : 25 Ocak 2011, 18:15:45 »
Ben gayet mantıklıyım. Bunu söyleye bilmen için beni tanıman gerekir. Nickname yazan Victoria dan başka bir şey bilmiyorsun hakkımda.

Ben burda kendi adıma konuşuyorum. Ve yediğim kazıkları mesaj halinde buraya yazmadım. Sadece örnek verdim.
 hayatın basit olduğunuda  düşünmüyorum. Ve böyle bir şey söylediğimide hatırlamıyorum.
 '' İnan seninkiler kadar etki bırakan kazıklar yedim, inan. Fakat asla herkesin böyle olduğunu düşünmedim.'' Sana hayatta ne kazık yedin diye sorduğumuda hatırlamıyorum. Beni ilgilendirmez yediğin kazıklar.
Genel olarak konuştum. Ve kendi görüşlerimi paylaştım. Biraz saygı lütfen!

Laughing Madcap  sana söylediğim lafı geri alıyorum. Sakin olma!

Şuan sakin olmaya çalışıyorum ama olamıyorum. Sanane benden!
O senin görüşün buda benim görüşüm.
Çek git!

Uğraşamıycam sizinle. Kendimi yoruyorum...

 




   Afedersin, hiç böyle bir reaksiyon beklemiyordum. Doğrusu beni şok ettiniz. Kötü bir amacım yoktu ve kesinlikle haklısın. Özellikle senin hayatının beni ilgilendirmediği kısmında sana epeyce hak verdim. Orada senin yaptığın yorumdan öne çıkarak bende aynı senin gibi kendi görüşlerimi dile getirmiştim aslında. Yazdıklarımda sadece ve sadece her ne kadar hayatta kötü şeyler olsa da, iyi şeyler olduğu görüşümü anlatmaya çalıştım. Özellikle ve özellikle sana sersenişim seni aldatmış olmalı sanırım. Lafım sadece sana değildi.

   Sizi bu kadar kızdırmam beni gerçekten üzdü, amacım bu değildi. Sizden özür diliyorum.

   
Bende sizden özür diliyorum. Çok sert bir tepki verdim. Düzgün kibar bir şekilde söyleye bilirdim. Ve inanın şuan bende çok üzgünüm...
Spoiler: Göster

''I do not suffer from insanity, I enjoy every minute of it."
- Edgar Allan Poe

Çevrimdışı Madam Vio

  • **
  • 376
  • Rom: 16
  • "Each thing I show you is a piece of my death."
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #43 : 26 Ocak 2011, 15:06:18 »
Madem tartışma tatlıya bağlandı konuyu biraz toparlayıp ben de bu durum hakkındaki düşüncelerimi belirtmek isterim.

Şöyle ki ben de birbirine çok benzeyen kişiliklerden çok ortak ilgi alanlarına ve bu alanlarda ortak düşünüş şekillerine sahip insanların daha iyi anlaşacağı kanaatına sahip biriyim.

Birini ne kadar çok tanırsanız, o kadar çok tiksinmeniz gayet mümkün. Örneğin bir insan hakkında ne kadar az bilgi sahibiyseniz o kişiye karşı o kadar az lavbali, o kadar çok saygılı ve mesafeli bir davranış sergilersiniz. Böylece kişiliğinin altına gizlediği kötü huylardan da haberiniz olmaz. Kendisini tanıdıkça ona karşı duyduğunuz ilgi ve merak azalır, hayranlıkla gelen heyecan duygusu yitip gider. Çünkü bilindik ve alışıldık olan, hiçbir zaman ulaşılmaz değildir… Bu yüzdendir ki aşk varsa bile gerçek kişiye ait değildir, sevgi ise kişiyi olduğu gibi kabullenmektir ve yine bu yüzden kalıcıdır.

Evet, insanlar sevmediklerini kullanabilir. Hatta sevdiklerini bile kullanır… Kişinin karakterinde bu yatıyorsa buna kim engel olabilir? Ancak herkes böyledir demek de doğru değil. Farklı olan pek çok insan var; iyiliği iyilik için yapan. Yine de çoğunluğun menfaat düşkünü olması ve bu yüzden güveninin sarsılması farklı birşey.

Karşılık istediğimiz ve beklenti içine girdiğimiz de doğru. Peki bunun hiçbir zaman iyi yönde olmadığı doğru mu?

Bence değil.

Spoiler: Göster
Sanırım yorumum ucundan ‘kişisel görüş belirtmenin yasak olduğu’ bir konuya değdi ama düşünce birliği sağlamak açısından gerekli olduğunu düşündüğüm birşeydi. Kimse tartışmaya girmediği sürece zararı olmayacaktır diye umuyorum.


Çevrimdışı Raisor

  • ***
  • 793
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Rastgele Düşünceler
« Yanıtla #44 : 26 Ocak 2011, 15:17:56 »
Madem tartışma tatlıya bağlandı konuyu biraz toparlayıp ben de bu durum hakkındaki düşüncelerimi belirtmek isterim.

Şöyle ki ben de birbirine çok benzeyen kişiliklerden çok ortak ilgi alanlarına ve bu alanlarda ortak düşünüş şekillerine sahip insanların daha iyi anlaşacağı kanaatına sahip biriyim.

Birini ne kadar çok tanırsanız, o kadar çok tiksinmeniz gayet mümkün. Örneğin bir insan hakkında ne kadar az bilgi sahibiyseniz o kişiye karşı o kadar az lavbali, o kadar çok saygılı ve mesafeli bir davranış sergilersiniz. Böylece kişiliğinin altına gizlediği kötü huylardan da haberiniz olmaz. Kendisini tanıdıkça ona karşı duyduğunuz ilgi ve merak azalır, hayranlıkla gelen heyecan duygusu yitip gider. Çünkü bilindik ve alışıldık olan, hiçbir zaman ulaşılmaz değildir… Bu yüzdendir ki aşk varsa bile gerçek kişiye ait değildir, sevgi ise kişiyi olduğu gibi kabullenmektir ve yine bu yüzden kalıcıdır.

Evet, insanlar sevmediklerini kullanabilir. Hatta sevdiklerini bile kullanır… Kişinin karakterinde bu yatıyorsa buna kim engel olabilir? Ancak herkes böyledir demek de doğru değil. Farklı olan pek çok insan var; iyiliği iyilik için yapan. Yine de çoğunluğun menfaat düşkünü olması ve bu yüzden güveninin sarsılması farklı birşey.

Karşılık istediğimiz ve beklenti içine girdiğimiz de doğru. Peki bunun hiçbir zaman iyi yönde olmadığı doğru mu?

Bence değil.

Spoiler: Göster
Sanırım yorumum ucundan ‘kişisel görüş belirtmenin yasak olduğu’ bir konuya değdi ama düşünce birliği sağlamak açısından gerekli olduğunu düşündüğüm birşeydi. Kimse tartışmaya girmediği sürece zararı olmayacaktır diye umuyorum.



  Söylemek isteyip malesef ki yanlış anlattığım şeyi çok güzel bir biçimde anlatmışsın Gökçe'ciğim. Sana katılarak şunu eklemek istiyorum; ki, bunu aşağıdaki söz iyi bir biçimde dile getiriyor:

   İngiltere Parlamento binasında yazan bir söz şudur: İngiltere'nin dostu yoktur. İngiltere'nin çıkarları vardır.
   Bir ülkenin bir ülke ile arasında çıkar ilişkisinden başka bir şey göremezsiniz. Ama insanlar, ülkelerden farklı olarak, çıkar ilişkisine girdiğiniz insanlar ve gerçek dostlarınız olarak ikiye ayırabileceğiniz niteliktedir. Bazıları ile çıkar söz konusuyken, bazıları gerçek dostumuzdur bence.
Vahşet her yanda ulu orta sergilenirken,

Sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir Dünyada yaşıyoruz.

-John Lennon.