Söylediğini anlıyorum. Bu muhalefet durumunu özel kılan ise hatırladığım kadarıyla 5-6 tane mesajıma olumsuz bakıldı bunlardan 4 tanesinden rahatsız oldum ve 3 tanesi senin tarafından yapıldı. Haliyle bu durum dikkatimi çekti. Eğer yazdığında samimiysen bakış açılarımız cidden farklı demektir. Korktuğum ise samimi olmama ihtimalin. Bilmediğim bir durumdan dolayı duyduğun antipati.
Yanlış düşünüyorsun sevgili Ozymandias. Ve nedenini anlıyorum, çünkü "yazarak" anlaşmaya çalışıyoruz. Birbirimizin yüz ifadelerini ve mimiklerini görmüyoruz. Dolayısıyla da yazılanları nasıl okursak öyle anlıyoruz. Benim samimiyetle yazdığım bir şeyi sen antipatiyle yazılmış gibi okursan yanlış anlarsın. Forum ortamlarında çok sık görülen ve bazen gereksiz tartışmalara yol açan bir durum bu. Forum deneyimin az sanırım? Meraktan sordum, yanlış anlama.
İkincisi ben 36 yaşındayım, 25-26 yıldır aralıksız kitap okuyorum; eski kelime haznem nispeten geniştir ve ehvenişer bana çoook normal geliyor. Sen 4 yıldır aktif olarak okuduğunu söylemişsin. İşte ben de tam olarak bunu anlatmaya çalışmıştım. Sana anormal gelmesi çok normal

Onun için yeni bir kelime öğrenmenin tadını çıkar. Kitap okumanın faydalarından biri de bu değil mi zaten?
Son olarak ben 2009'dan beri bu forumdayım. Bugüne kadar kimseye kasten kötü muamele ettiğim, samimiyetsizce davrandığım olmadı. Hep seviyeli ve samimi davrandım, içimden geçeni dürüstçe söyledim. Bu sayede forumun "İhsan ağabeyi" oldum, hatta yöneticiliğine kadar yükseldim çok şükür. Bir yönetici olarak hiçbir üyeye düşmanlık etmek gibi bir lüksüm yok. Ama ondan önce, bir insan olarak, karakterimden ötürü de böyle bir şey yapmam zaten. O yüzden lütfen yanlış düşüncelere kapılıp boşu boşuna kendini sıkma

Yayıncılık sektöründen 3 farklı kişinin de görüşünü aldığımıza ve çoğunuz fikirlerini belirttiğine göre, şimdi "ehvenişer" dışındaki konulara geçiyoruz
Göreyim sizi! Yoksa konu tek bir kelimenin konusu olup kalacak. Halbuki sevgili Yaprak Onur ne kadar faydalı bir konu katmıştı forumumuza.
Bu lafın altına imzamı atıyor ve sizi çok sansasyonel bir çeviri olayına davet ediyorum

Eski bir konu ama hazır böyle bir başlık açılmışken tartışalım.
Küçük Prens'te şöyle bir cümle var:
Heureusement pour la réputation de l’astéroïde B 612 un dictateur turc imposa à son peuple, sous peine de mort, de s’habiller à l’européenne. Bildiğiniz gibi bu eserin yayın hakları çok uzuuuuun bir zamandır Mavi Bulut'ta olduğundan biz bunu yıllardır Türkçede şöyle okuduk:
Ama, asteroid B612’nin şansına; dediği dedik bir Türk lider, karşı çıkanları ölüm cezasıyla tehdit ederek, halkının Avrupalılar gibi giyinmesini şart koştu.Ama bu çeviri sansürlü. Fransızca aslına iyi bakın, kolayca tanınan bir kelime göreceksiniz orada: dictateur
Geçen sene Küçük Prens'in telifi düştü ve eser serbest kaldı. Bunun üzerine kitap piyasasında tam bir Küçük Prens patlaması yaşandı bildiğiniz gibi. Ve bunun sonucunda tam da bu cümlede büyük bir muhalefet yaşandı. Çünkü bazı yayınevleri çevirinin aslına sadık kalarak kitaplarında şu cümleye yer verdiler:
Mutlu bir olay B 612 gezegeninin üne kavuşmasını sağladı: Bir Türk diktatör, halkını ölümle tehdit ederek Avrupalılar gibi giyinmeye mecbur etti. Bu İthaki çevirisi. Ve kitabı okuduğumda şok olmuştum! Çünkü daha önce farklı baskılarını 5-6 kez okumuş olmama rağmen böyle bir şey hatırlamıyordum. Sinirlendim, kızdım. Sonra bir durdum... Hemen internete girdim, orijinal metni buldum ve... yukarıdaki Fransızca cümleyle karşılaştım. Çeviri doğruydu.
Diktatör olarak çeviren tek yayınevi İthaki değil, onu baştan belirteyim. Boşuna adamlara kızmayın. Hatta şu sitede her yayınevinin çevirisi çok güzel bir şekilde karşılaştırılmış, bakmanızı tavsiye ederim:
http://www.yamanahmet.com/kucuk-prens-ve-ataturk/Niyetim Küçük Prens'in yazarı Antoine de Saint-Exupéry'yi eleştirmek de değil; adam kitabı 1943'te kaleme almış. Kim bilir Fransızlara bizi ve Atatürk'ü nasıl tanıtıyorlardı, neler diyorlardı o zamanlar. Bir de diktatörün dilimize sonradan geçen bir kelime olduğunu ve aslında "dikte eden" manasına geldiğini de unutmamak gerek tabii.
Benim tartışmak istediğim asıl konu bu çeviri patlamasından sonra aslına sadık, birebir çeviri yapan yayınevlerinin sosyal medyada hakarete uğraması, hatta haklarında boykot çağrısı yapılması. Türkiye'deki siyasi ortam nedeniyle "bilerek" diktatör yazdıkları ve yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü karalamaya çalıştıkları zannedilmiş

Kimse de kalkıp bunun doğrusu ne diye bakmamış, tartışmamış.
Peki ben size soruyorum: Bunun doğrusu ne? Sizce sansür yapılması, yumuşatılarak yazılması doğru mu? Yoksa aslına sadık bir şekilde diktatör olarak mı bırakılmalı? Buraya bir dipnot mu eklenmeli? Yoksa bu cümle tamamen atlanmalı mı?? (Bazıları onu da yapmış)
Siyasetten uzak, çeviri üzerine yorumlarınızı bekliyorum. Çeviride sansür olmamalı deyip duruyoruz. Siz olsanız ne yapardınız bu durumda?