Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - alper213

Sayfa: [1]
1
Bundan sonra okunacak kitabım olmadığından kitabı yaya yaya 2 haftada bitirdim. İnternetten Camorr'un haritasını bulup adı geçen yerleri okurken elimle takip ettim. Çok da zevk aldım. Sonlarına doğru  ‘kim bilir 2. kitap ne zaman çevrilecek’  düşüncesiyle hüzünlendim. Bilmem herkeste de oluyor mu ama ben sevdiğim kitapların bitişlerinde hep bir hüzün hep bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Her neyse şimdi içinde spoiler içerebilecek düşüncelerime geçelim.
Spoiler: Göster

Greyswandir gibi ben de kahramanların intikam almayı reddetmesi mantığına uyuz oluyorum. Bu kitap da bu yönden beni tatmin etti.

Seri kitapların ilk 100-150 sayfasında kendimi sıkılmaya adapte eder öyle başlarım. Ama bunda kitabın yarısına kadar hiç sıkılmadan okudum.
 
Sakınılmadan rahatça küfürlü konuşulması sokaklarda yetişen hırsızlar havasını iyi yansıttı. Çok da iyi oldu bence.

Kitapta ister istemez Lock Lamora’yla Kvote’yi karşılaştırdım. İkisi de iyi yalancı ve aktör. Ama bana göre Lock Lamora, Kvothe gibi büyü yapıp şarkı söyleyemese de sahtekarlık ve aktörlükte çok daha iyi.
        
Camorr’un kurgusu çok hoşuma gitti oldukça ayrıntılı anlatımıyla ve netten bulduğum haritanın da yardımıyla resmen şehire aşina oldum.  Sonlara doğru haritaya bakmadan aklımda rahatça canlandırabiliyordum.

Hayal kırıklığına uğradığım yer Locke ‘un Gri Kral taklidiyle Barsavi’nin karşısına çıktığı kısım oldu. Gri Kral’ın daha büyük ve karmaşık plan yapacağını tahmin etmiştim. Ayrıca Barsavi, Gri Kralı çok da dövmeden yani orasını burasını kırmadan at sidiği dolu fıçıya koyup nehre attırıyor. Bence garristalarını ve kızını feci şekilde öldüren birisine çok daha tatmin edici şekilde muamele yapması daha mantıklı olurdu.


Sonuç olarak merakla çevrilmesini beklediğim bir serim daha oldu. Goodreads ten gördüğüm kadarıyla 7 kitap olarak tasarlanmış. Devamını heyecanla bekliyorum

2
Televizyon / Ynt: Gotham
« : 15 Kasım 2014, 20:24:31 »
Ben de 5-6 bölüm izleyip bıraktım diziyi. İlk başta biraz ilgimi çekti ama ana karakterlerin pek çoğunu itici buldum. Özellikle Alfred tam bir hayal kırıklığı oldu. Alfred-Bruce konuşmaları da hiç güzel değil. Ayrıca çocuk Bruce Wayne'in ilk bölümden sonrakilerdeki sahneleri tamamen zorlama geldi bana. Sanki her bölüme Bruce Wayne'i koymaya çalışmışlar ama ne yapacağını söylememişler gibi bir his oluştu bende.

3
Ben de Steelheart'dan, yazarın diğer kitaplarından aldığım kadar büyük bir zevk almadım. Ama dediğin gibi aksiyon filmi gibi heyecanı eksik olmayan bir kitaptı. Firefight'ı büyük bir heyecanla beklemesem bile yazara olan hayranlığımdan çıkınca hemen alırım.

Brandon Sanderson benim gözümde şu an en iyi yazardır. Bir okuyucunun yazardan istediği en önemli özelliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Kısa sürede mükemmel kitapları yazıp çıkartabiliyor. Hatta geçenlerde burada bir yazısını okumuştum. Sadece Amerika'da da olsa e-kitap olarak bedavaya kitabını yayınlatmıştı. Hatta kendisi yanlış hatırlamıyorsam 'kitaplarının okunmasının, para kazanmaktan çok daha önemli olduğunu' söylemişti. Yani tam hayalimde kurduğum bir yazar tipi.

4
Ben de bugün aldım ama elimdeki kitabı bitirince başlarım ona. Pat'e hepimiz güvendik galiba :)

5

   Seriyi en çok beğenmemizin nedenlerinden birinin Kvothe’nin karakteri olduğunu düşünüyorum.  Pek çok kitapta kahramanlar saf beyaz ruhlu olarak tasvir edilir. Yalan söylemezler , kötü şey yapmak akıllarına bile gelmez. Kvothe burada diğerlerinden ayrılıyor gerekirse yalan söylüyor bize mantıklı gelen şekilde davranıyor. Şu an okuduğum kitapta baş kahramanlar kimsenin bulamayacağı bir yerde büyük bir hazine buluyorlar. Anlamsız bir nedenden dolayı hazineden hiçbir şey almadan gidiyorlar. Burayı okuduğumda resmen kitaptan soğudum. İçimden eğer Kvothe burda olsaydı cebine birkaç altın atmadan çıkmazdı dedim. Çünkü Kvothe bizim gibi düşünüyor. Bizden biri gibi. Olağanüstü zekasını da çok iyi kullanıyor.

   Teorilere burada görmediğim bir şeyi daha eklemek istiyorum,
Spoiler: Göster
 okuduğum bir yerde Elodin’in Ulu Taborlin olabileceğiyle ilgili yazı vardı. Elodin’le Taborlin’in isimleri çok benziyor aynen Kvothe’yle Kote gibi. Ayrıca Elodin Kvothe’nin bir arkadaşının isim değiştirmesine aşırı bir tepki göstermişti.


        Bu arada Denna’nın pek sevilmediğini fark ettim. Şöyle adam akıllı düşününce hak da vermiyor değilim okurlara ama yazar beni öyle etkiledi ki ister istemez ben de Kvothe’yle birlikte aşık oldum ona. İnsan kızamıyor işte …


6
Duyurular / Ynt: 33. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı
« : 11 Kasım 2014, 15:14:33 »
Ankara'da olduğum için gelemiyorum ama boş da durmadım abimi gönderdim :)

7
Sissoylu'nun 57.Grammy Ödüllerinde aday olduğunu biliyor muydunuz? :)

 Vin'in sesi, arkaplan sesleri, savaş sesleri.
Hepsi o kadar ayrıntılı ki  sanki kitabı yaşıyorsun.

Keyifli dinlemeler...
http://brandonsanderson.com/grammy-awards-nominations-mistborn/


Ben bu şirketi biliyorum, Elantris'i ve Mistborn'u Torrent'ten zar zor buldum, Warbreaker'ı bulamıyorum gerçi. Neyse, gerçekten çok güzel hazırlıyorlar, insan kendini film izlermiş gibi hissediyor. :) Bu iş Türkiye'de de yapılsa aslında, bizim insanımız dizi film izlemeyi falan çok sever, insanlar kitap okumanın başka bir yöntemini bulur; ayrıca engelliler için de önemli. :)

Çok iyi yapıyorlar ya keşke bizde de böyle sesli kitap yapabilseler.

8
Kitaplarda olayların hızlı geçmesi biraz hüzünlendiriyor insanı. 14 kitap boyunca topu topu 2-3 sene geçen Zaman Çarkı'ndan sonra 2 kitapta baş karakterlerin benim yaşımı geçmeleri korkuttu biraz. Daha 3. kitaba yeni başladım ama acaba Pug bu kitapda iyice yaşlanacak mı diye düşünmeden edemiyorum.

9
ilk kitabı hiç beğenmedim. ama 2. ve 4. kitaplar devam etmemi sağladı. 3. kitabı sevmememin nedeni Rand'ın bölümlerinin çok az olmasıydı. Rand sempatizanı biriyim açıkçası

10
Zaman Çarkı / Ynt: Zaman Çarkı Serisi Kitapları
« : 04 Kasım 2014, 00:49:12 »
Yapılan yorumlar gerçekten tüm düşüncelerimi dile getirmiş ama yine de yazmaktan kendimi alamadım. Daha önce üye olmamıştım sadece girip kitaplar hakkındaki yorumları okurdum. Ama Zaman Çarkı için üye olup yazmak istedim.

Ben yakın zamana kadar fantastik kitap okuyucusu değildim. Açıkçası pek de kitap okumaktan hoşlandığımı düşünmüyordum. Elime Zaman Çarkı'nın ilk kitabı geçti. Fantastik dünyaya daha yeni adım atan biri için ilk bu seriden başlamamı kimse tavsiye etmez ama zaten ben zaman çarkının şaheser olduğunu da bilmiyordum.

 Herkesin tahmin edeceği gibi dili ilk başlarda acayip ağır geldi: uzun uzadıya tasvirler, karakter analizleri , kadın egemen bir toplum.. Alışmam uzun sürdü ama yine de ilk kitabı bitirdim. Açıkçası pek beğenmedim çünkü çok şey saçma gelmişti ve sanki uzun kitap boyunca o kadar trolloc ve diğer yaratıkların saldırılarından kimse ölmemişti.
Bir süre ara verdikten sonra 2. kitaba başladım. İşler burada değişti. Kitap hoşuma gitti, sürükleyiciliğine kapılıp kısa sürede bitirdim. Sonra zaten devamı da geldi tüm seriyi bitirip üstüne bir de hepsini tekrar okuyup ilk okuduğumdaki kaçırdığım pek çok ayrıntıyı keşfettim. Böylece fantastik dünyaya  adımımı atmış oldum.

Pek çok fantastik kitaba başlayıp kitabı yarım bıraktım, bazılarında acı çeksem de kitabın sonuna kadar gelmeyi başardım. Ama neredeyse hiçbirinden Zaman Çarkı’ndan aldığım zevki bulamıyordum.  Daha önceki yorumları okudukça anlıyorum. Çoğu kişi demiş : Zaman Çarkı’nı sona bırakın çünkü o zirve noktası diye. Ne kadar haklı olduklarını gönülden itiraf ediyorum. Ne okursam okuyum aynı tadı bulamıyorum.

Ama yine de bir süreliğine Zaman Çarkı’nı unutturan kitaplar bulabildim. Kral Katili Güncesi 2. favori serim oldu. Keşke o da 10-15 kitap olsa diye düşünüyorum. Yüzüklerin Efendisi’ni saymazsam çok büyük haksızlık etmiş olurum. Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi’ni de fena bulmadım. Gedik Savaşları, Drizzt Efsanesi , Ejderha Mızrağı, Ölüm Kapısı ve Brandon Sanderson’un kitaplarını  okuyup beğendim. Ama her zaman keşke Zaman Çarkı’nı  ölmeden birkaç yıl önce keşfetmiş olsaydım diyorum.

Ve o günlerde, daha önce olduğu ve daha sonra olacağı gibi oldu, fantastik dünyaya adım atan biri ilk olarak Dünyanın Gözünü okumaya başladı. Karanlık yeryüzüne çöktü,
insanların yüreklerini ağırlaştırdı, yeşillikler soldu, umut öldü. (Charal Drianaan te Calamon, Ejder'in Devri'nden.
Yazarı bilinmiyor, Dördüncü Çağ)

Sayfa: [1]