Kıpçaklar arasında misyonerlik yapan papazların yazdığı Codex Cumanicus'tan, sanırım İncil'in bir Türk diline yapılmış ilk çevirisi, "Pater Noster" (Babamız) duası:
"atamız kim köktesin. alğışlı bolsun senin atın, kelsin senin hanlığın, bolsun senin tilemekin – neçik kim kökte, alay [da] yerde. kündeki ötmegimizni bizge bugün bergil. dağı yazuqlarımıznı bizge boşatqıl – neçik biz boşatırbız bizge yaman etkenlerge. dağı yeknin sınamaqına bizni quurmağıl. basa barça yamandan bizni qutharğıl." günümüz Türkçesi'ne aktarmıyorum, bence gayet anlaşılabilir bir dil. 7-8 yüzyıl önceki Türkçe, üstelik Kıpçak grubu, Oğuz grubunda değil, yani anlamamız beklenmezdi normalde.
bir de, günümüzde yaşayan bir şairin, "peri", "tiyanşan" gibi bir kaç sözcük hariç, tamamen eski ve yeni Türkçe kelimelerle yazdığı bir şiir:
Ant
kün vakti kuday verdi, yerle göğün arası,
tengri kut mete han’dan oymağ öze toy olur! ..
çakımlar donatırken, kara budun karası,
kürşat’ta ilteriş’te kanım töze toy olur! ..
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
bengüsu çağlar bulağ görünende ay-peri,
görküne usum kaçar, ışıtırken gökleri...
doğanda ucaltan gün, muştu verir tan yeri
kökbörü uluyanda, oğuz ize toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
şadlarım, tiğinlerim, bağır basıp belende,
dururken yığıncağa, bir araya gelende...
kımızla gökçen kızlar, belleğimi çelende,
acunu aydınlatan günüm kıza toy olur! ..
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
koç erler, buğra beğler, pusatlanıp binimden,
savrula yağı-çaşıt, od sırmalı kinimden...
varanda tapıncağa, ürksün albız tinimden
yalvacın buyruğunda, üreğ köze toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
albastı obruğunda, ocağımın eşiği,
kuşanır umay-ayzıt, balalarım beşiği...
susanda ozanlarım, tünce saklı keşiği,
ad adlar dedem korkut, kopuz söze toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
karındaş seyhun, ceyhun, aral göl’de barışıp,
kadırgan, ural-altay, mavi gökle yarışıp,
ne vakit kısraklarım, uçmağ içre varışıp,
çıkanda oğuz kağan, otağ dize toy olur...
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
han kurdum boy boylayıp, oba oba beğlerim,
başı gök yazıtlarım, kutlu betiğ eğlerim,
anka’yı baykaraya, baysungura yeğlerim,
tiyanşan doruğu’nda, kömen kuza toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
uruğum suyurgayıp, yabgulara yerince,
tutuşur cirit, tepüğ, güreş, oksak erince...
il tutan kağan-katun, ötügen’e girince,
ötügen arkış arkış, toynak toza toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
okrarken bidev atlar, börü başlı tuğunla,
kutsanır tunçtan ordu, utku ardı buğunla...
kamlarım uğurlarken, göçenleri yuğunla,
yay, sadağ, kargı, kalgan; vuruş uza toy olur! ..
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
katığım alp-er tunga, tuzsuz kuru aşıma,
uldızlar kaşgarlı’dan, aktulgalı başıma...
yüzüncü gize erdim, on bin yıllık yaşıma,
kök tutan balballarda erkim gize toy olur!
gök girsin kızıl çıksın; ölüm bize toy olur!
Hakan İlhan Kurt
demem o ki, eski Türkçe, sandığımız kadar eski değil.