Mesajlar

46

Sinema / Ynt: Mustafa

« : 06 Kasım 2008, 11:13:29 »

Can Dündar gerçekten de en fanatik kişilerden biridir belki de Atatürk'ü sevme konusunda, niye kötülemeyi amaçlasın anlamadım. Belki de o sizin kötüleme dediğiniz şey ona göre kötüleme değil de gayet normal bir şeydir, sonuçta kötü-iyi göreceli kavramlardır.

47

Tartışma Platformu / Ynt: Kapaklar sizi ne kadar etkiler?

« : 06 Kasım 2008, 10:37:18 »

Valla seriyi bilsem de bilmesem de çok sevsem de sevmesem de kitap kapağı benim için çok önemli bir unsur. İçeriği, kurgusu cartı curtu tamam güzel olmalı ama sonuçta kitabı okumak için eline aldığında insana bi okuma isteği verip gözüne hitap etmeli diye düşünüyorum. Ha bildiğim, sevdiğim serilerin kitap kapakları kötü olsa da ben onu okurum.  Örneğin Drizzt Do'Urden'in Maceraları serisinin dört kitabının da kapağı birbirinden rezil kepaze, ama sonuçta okudum. Fakat bence bu soruda demek istenen, "Kitap kapağı sizin okumanıza engel olur mu?" sorusu değil, "Kitap hakkındaki genel izleniminizi, ve kitaba vereceğiniz puanı ne kadar etkiler?" sorusudur. Ve sonuçta ne kadar sevdiğim bir seri de olsa kötü bir kitap kapağı bu işten sorumlu olanların işlerini ne kadar baştan savma yaptıklarını gösterir, bu da benim kafamda olumsuz bir durumdur.   

48

Unutulmuş Diyarlar / Ynt: İki Kılıç - Avcının Kılıçları Serisi 3. Kitap Çıktı!

« : 04 Kasım 2008, 12:31:52 »

Ne çabuk çıktı ya, şu an şok halindeyim.  Yani ikinci kitabı o kada bekledikten sonra bunun bu kadar çabuk çıkması acayip şok edici bir haber. Bu Laika'yı sevmeye başladım.  Ohooo daha ikinci kitabı bile okumadımki, pfff. 

49

Güncel / Ynt: Çağın fobisi "cep telefonsuz kalmak"

« : 01 Kasım 2008, 14:22:11 »

Ahahaha, sinirimden gülüyorum yahu, ne fobisi, nefret ediyorum cep telefonundan da ev telefonundan da herhangi bir telefondan da, hatta Graham Bell'den de... Hepsi cehennim dibine girsin mümkünse, keşke benimki de bozulsa. Ha tabii şimdi "e o zaman neden kullanıyorsun" diyeceksiniz ama artık bu cep telefonu konusunda öyle bir dönemdeyizki bir insanın cep telefonuna sahip olması bile sadece kendisine bağlı değil, bu derece saçmalığa dönüştü bu iş.

50

Oyunlar / Ynt: Assassin's Creed

« : 30 Ekim 2008, 20:46:08 »

bazen kasılsa da(ki snrm o da o sırada başka bi prog. çalışıor olmasından;update,antivirus vs..) benim sistemde çok rahat oynanabilior :

intel core 2 duo P8600 2.4 GHz,3GB ram, 256 mb ATI HD 3470,
Vista kullanıyorum..

bide bildiğim kadarıyla tek çekirdekli bi işlemci kullanılıyorsa 3.0Ghz gerekiyor..
XP kullanılıyorsa da 1gb ram yeterli oluyordu?

Ya benim çift çekirdek 2.2 4 gb ram 512 ram geforce 8600 ama işte dediğim gibi o kadar da rahat oynanmıyor, neden oluyor anlamadım. Acaba vista kullandığımdan dolayı olabilir mi, çünkü sorduğum herkesten vistanın tam bir baş belası olduğunu duydum.

51

Oyunlar / Ynt: Guild Wars

« : 29 Ekim 2008, 19:00:35 »

Hayır hayır, demek istediğim şey "Level sınırı olmasın," değildi.  Öyle çok amaçsız olur, ve üstteki arkadaşın dediği gibi "level kasmak için" gibi bir şey olur. Şikayet ettiğim nokta level sınırının 20 olması, örneğin 60 olabilirdi 80 olabilirdi. Ne bileyim, level 20 az gibi geldi bana. Eğer oyun level 20 den sonra çok çok çok şey vaat ediyorsa o zaman bir şey diyemem, tabii ne vaat ettiğine de bağlı. En fazla bir sürü zindan, bir sürü ölümcül yaratık, bir sürü eşya skill sınıf falan vaat eder ki bunlar zaten sınırı 70 80 olan oyunlarda da var. Ha yeni, orjinal bir şey vaat ediyorsa o zaman söyleyin.

52

Oyunlar / Ynt: Assassin's Creed

« : 29 Ekim 2008, 18:56:33 »

Gölge efekti olmadan oynayabiliyorum anca kasmadan. Gölgeyi açınca her zaman olmasa da kalabalık aksiyon sahnelerinde ve özellikle Kingdom bölgesinde çok kasıyor. O yüzden Graphics Quality en alt düzeyde, diğerleri en üs düzeyde rahat oynanıyor. Eğer "tamam bu beni tatmin eder" dersen söylerim işlemcimi. 

53

Oyunlar / Ynt: Guild Wars

« : 28 Ekim 2008, 23:02:29 »

Ona sınır demiyelim, oyunun campaignini oynadıkça 20 ye doğru yükseliyorsun. Normal oyuncu seviyesi 20 dir ve oyunun amacı level kasıp vakit öldürmek değildir

Ama sırf "amaç level kasıp vakit öldürmek olmasın" diye de level sınırı koymaya gerek yok bence. Yani sonuçta bir insan o dünyada güzel vakit geçirirken de xp kazanırsın, sonra bir bakmışsın level atlamışsın falan. Yani nasıl diyeyim? Ben bu eleştiriyi zaten "of ya level nasıl kasılacak" mantığıyla yapmadım, sadece bana göre gereksiz bir sınırlama olmuş. Ben sınır 20 de olsa 100 de olsa level kasmak için oynamam, oynayan varsa o beni ilgilendirmez, sırf oynayanlar var diye de sınır koymuşlarsa büyük haksızlık yapmışlar. Ben normal oyunuma bakarım, level atlarsam atlarım atlamazsam atlamam. Demek istediğim sadece şu: Gereksiz bir sınırlama olmuş, tabii mantıklı bir açıklaması varsa fikrim değişebilir.

54

Oyunlar / Ynt: Assassin's Creed

« : 27 Ekim 2008, 12:19:27 »

yükledim oynuorum biraz sıkıntı geldi dandik görevlerle uğraşmaktan ama bu da bnm suçum..bi kudüs'e gidemedim daha..yolda Türkçe konuşan adamlar ve Türk bayrağı görünce şoke olmuştum ama şmdi hikayeyi okuyunca anladım nedenini:) adam öldürmek zevkini hiç bi oyunda bu kdr tatmin edici bi şekilde yaşamamıştım (sadistmiim ne)...

Hikayeyi nerede okudun bana da söylesene. 

55

Oyunlar / Ynt: Guild Wars

« : 26 Ekim 2008, 12:26:10 »

Özellikle büyü efektlerine bayıldığım ve bu konuda rakibinin olmadığını düşündüğüm oyundur. Ama ilk oyununda level 20 sınırı mı ne varmış, o kısım pek hoşma gitmedi. Tabii sonraki ek paketlerinde ne oldu bilmiyorum.

56

Oyunlar / Ynt: World of Warcraft (WoW)

« : 26 Ekim 2008, 12:21:17 »

Amerika'da kadınlar dava açmış bu oyuna, protestolar düzenlemişler, "Kocalarımız bizle ilgilenmiyor bu oyun yüzünden," diye. Ahahaha, ne diyeyim ben daha. 

Valla ben şunu bilir şunu söylerim. Sadece yaratık kesme, eşya toplamaya dayalı bir oyun isterse 1 milyar satsın yine benim gözümde pek değeri yoktur. Kardeşim bu oyunların türünü biri bana söyleyebilir mi? Ben söyleyeyim: MMORPG. Türkçesi Devasa, Online Rol Yapma Oyunu. Ama iş iyice amacından sapmış, ha bire böyle bir level hırsı, güç hırsı var millette. "Aman en karizmatik ben gözükeyim, aman en fazla para bende olsun, aman en güçlü ben olayım," diye millet kendini yiyip bitiriyor.

WoW'un üç türü vardır: Birincisi PvP serveri. Yukarda bahsettiğim olaylar yaşanır. Ekstradan birbirini öldürme, kale savaşları falan da vardır.
                                İkincisi PvE serveri. Burda millet birbirine saldıramaz, yaratıklarla savaşır, ve biraz daha rol yapma vardır birinci server türüne nispeten.
                                Üçüncüsü RPG serveri. İşte burası gerçek WOW'u bulacağınız serverdir. Oyuncular bu tür oyunları, rol yapmayı, oynadıkları karakterleri içlerine işlettirmişlerdir. Yani oyun oynamıyorsun da o dünyada geziniyorsun zevki verir sana. Böyle saçma sapan eşya, daha fazla level, daha fazla güç kavgası yoktur. Daha doğrusu vardır ama bu PvP'deki gibi değildir, örneğin hırslı bir büyücü karakterini canlandırmak isteyen biri böyle davranır. Rol yapar yani, PvP'de ise rol mol yok, herkes üstün olma peşinde, adamın kendi içinde o var, karakteriyle alakası yok.

Bu oyunu ben bedava serverda PvP'de oynadım çünkü ne kadar üzücü bir durumki sırf PvP daha çok tutuluyor diye bir tane bile RPG serveri açılmamış bedava, oysa açsalar o kadar oynayan olacakki. Binlerce PVP serveri var, bir tane ama bir tane RPG severi yok. Ve o oynadığım süre içerisinde kendimi amaçsızca level kasmaya çalışan bir deli olarak hissettim. Sonrada bıraktım, bana göre değil. İlerde eğer orjinalini alırsam RPG serverine böyle üç gün uyumamış da yatak görmüş insan misali atlayacağım inşallah. 

Kısacası bu oyun sadece PvP mantığıyla oynanırsa Knight Online'ın daha çeşitlisi ve daha iyi grafiklisinden başka bir farkı olmaz, ama dediğim gibi oynanırsa o zaman gerçek zevk alınır.

57

Oyunlar / Ynt: Silkroad Online

« : 26 Ekim 2008, 12:12:20 »

Bkz => Knight Online başlığındaki yorumum. 

58

Oyunlar / Ynt: Diablo III

« : 26 Ekim 2008, 12:10:39 »

Aslında eski oyunun zevkini almaya çalışarak oynamamak gerekir çünkü nerdeyse hiçbir oyun eskisinin tadını veremez. (İstisnalar var tabii) Bunun nedenini ben oyuna değil de kişiye bağlıyorum, yani bir insan eski oyunu hatırlarken aslında eskiyi hatırlıyor, onu düşünürken eski günleri düşünüyor. "Aaaaah  ah çocukluğumuzda heroes 3 ü ne oynardır ama 4 ü batırmışlar ya geçen gün oynadım da." Sonuçta çocukluğumuzda oynadığımız bize ayrı, çocuksu bir zevk vermiştir, şimdi oynadığımız ise bize şimdiki zamanın sınırlarına göre, şartlarına göre zevk veriyor. Bu bana da çok olur, Tomb Raider -ki en sevdiğim oyundur- yeni oyunlarını oynarken hep o üçüncü oyuna özlem duyarım. O orman, o bulmacalar, o atmosfer her ne kadar teknolojik olarak berbat olsa da benim içime işlemiştir. Biraz daha kendimi zorlasam o ormanın kokusunu alıp kuş seslerini duyacağım yani. Aynı şey Prince of Persia için de geçerli, birçok oyun için de geçerli. O yüzden artık bir devam oyunu oynarken onu bir önceki oyunun devamı olarak değil de yeni, farklı bir oyun olarak oynamaya çalışıyorum. Ve artık yeni çıkan Heroes 5 i Heroes 4 e özlem duymadan oynayabiliyorum.  Ama Tomb Raider için bu hiçbir zaman geçerli olmayacak çünkü o benim ruhuma nakış gibi işlenmiş. 

Diablo 3 ün ekran görüntüleri güzel, videolarını izlemedim. Hack'N Slash'dan sıkılırım kısa bir müddet sonra ama bunun tek bir istisnası var. Eğer oyunda büyü, yetenek, eşyalar, ırklar sınıflar falan çeşitli olursa o zaman durum değişir. Örneğin Titan Quest'de bu yoktu, hemen sıkıldım. Sacred'da bu vardı, gayet de uzun süre oynadım, hala da bilgisayarda yüklü. Tek temennim Diablo 3'ün çeşitlilik konusunda cimri olmaması, eğer olmazsa çok seveceğim bir oyun olacaktır. Çünkü alt yapısı var.

59

Oyunlar / Ynt: Counter-Strike

« : 22 Ekim 2008, 11:06:52 »

Yıllarımı verdim nalet olası oyuna, hiçbir yorum da yapmayacağım işte hakkında hıh. 

60

Oyunlar / Ynt: Grand Theft Auto: San Andreas

« : 22 Ekim 2008, 11:05:38 »

Bence GTA serisi "Aman yahu çocuğundan tut koca adamına kadar herkes oynuyor," şeklinde düşünüldüğü için pek sevilmiyor gibi. Bence bir insan bir oyun oynarken kendini bir gruba sokar. Örneğin ben RPG çok severim ve kendimi hep "İyi bir RPG'ci" olarak görürüm. Bu bana nedense sevdiğim bu türü daha da çok sevmeme yol açar. Ama GTA öyle değil, herkese hitap eden bir oyun, yani bence herkese hitap ediyor olması birçok insanın gözünde onu "basit bir oyun" olarak gösteriyor diye düşünüyorum ben.

GTA hangi türde bir oyundur bilmem ama (aksiyon denilebilir) benim 'tipimde' bir oyun olmasa da GTA 1 i de 2 yi de 3 ü de ve ardından çıkan tüm oyunlarını oynayıp bitirmiş insanım. Öyle her ek görevi yapıp her gizli noktayı bulmadım, sadece bitirdim, bitirirken de şehirde gezdim bu bana yetti. Şunu iddia ederek söylüyorum ki GTA benim en sevdiğim 20 oyun listesinde bile bulunmazken bence oyun tarihinin en iyi, en kapsamlı (online oyunları saymıyorum) insana en zevk veren, ve kendini geliştirmeyi en iyi başarmış oyunlardan biridir. Ben bunu bilir bunu söylerim.