Yani şunu düşünün. 46 kromozomluk insana gelene kadar bilmem kaç tane maymun türü evrildi ancak bu maymunların hepsi 46 kromozom değil. Genetik bir mutasyon söz konusu yani. Fakat bu öyle bir mutasyon olmalı ki yeni bir nesil ortaya çıkarsın. Yani, ya iki farklı ama birbirine yakın yerde pozitif mutasyon geçiren ama birbirinin aynı olan canlılar doğup bir nesil oluşturmalı, veya dişi ve erkek olarak ikiz meydana gelip ensest bir ilişkiyle nesil oluşturmalı... Bu saydığım iki olayı da olasılığa ve 2.4 milyar yılda meydana gelen milyonlarca canlı çeşidine bir parabol olarak dağıttımızda, günümüzde her 50 canlıdan biri pozitif mutasyona uğramalı, bunu da tutturması için en iyi ihtimalle her 3 canlıdan biri mutasyona uğramalı. Peki günümüzde var mı böyle bir gözlem? Yok... Yani günümüzdeki maymunlar neden insan olmuyorun açıklamasıdır bu...
Mutasyon konusunda fikriniz var mı acaba? Şu ana kadar mutasyona uğramış ve hala üreyebilen bir canlı henüz gözlemlenemedi.DNA değişimi elbette var. Fiziksel farklılıklar da bu sayede var zaten. Ama burada bahsettiğim konu kromozom sayısı. Kromozom sayısı değiştiği an işin rengi değişiyor.
* Evrim "insanın maymundan gelişini anlatan teori" demek değildir. Hatta insanın maymundan geldiği gibi bir iddia yoktur. Ortak ata tezi vardır.
Teori nedir?Teori (veya kuram), var olan ve bilinen bilimsel gerçekleri kullanılarak, etrafımızdaki olay ve olguların oluş, ilerleyiş, varlık biçimlerine yönelik geliştirilen kapsamlı açıklamalar demektir. Kısaca bir teori, farklı bilimsel gerçekleri birbirine bağlayarak bir olaya getirilen bilimsel açıklama demektir.
Bilim insanları, hipotezlerini sürekli testlere tabi tutarak ve diğer bilim insanlarına sonuçlarını sunmak suretiyle onların da test etmesini sağlayarak, yanlışlamaya çalışırlar. Bir hipotez birçok uzman tarafından, birçok farklı açıdan yaklaşılıp da çürütülemedikçe güç ve geçerlilik kazanır. Böylece bu hipotezler bilimin havuzuna aktarılır. Bilim insanları, bu hipotezler ve yasaları kullanarak teoriler inşa ederler. Teoriler, bilimsel bilginin doruğunda yer alan bilgi parçalarıdır ve halk dilindeki yaygın kullanımın aksine "test edilmemiş, spekülatif düşünce" anlamına gelmez. Tam tersine, çok sıkı testlerden geçen hipotezleri ve gerçekleri kullanarak etrafımızda süregelen olayların neden ve nasıl o şekilde olduklarını izah eden bilimsel açıklamalardır. Teoriler genellikle birçok hipotezi ve gerçeği tek bir vücutta birleştirir; dolayısıyla bir bütün olarak çürütmek çok zordur. Ancak kimi teori daha az sayıda hipotezi (kimi zaman tek bir hipotezi) kullandığı için, bazen o hipotez çürütüldüğünde, ona bağlı teori de otomatik olarak çürümüş olur. Buna bilimde çok daha nadiren rastlasak da, bir teori ne kadar az sayıda hipoteze ve gerçeğe dayalıysa o kadar zayıftır ve çürümeye açıktır. Aynı zamanda, bir teori ne kadar uzun süredir zamanın ve bilim insanlarının aşındırıcı testlerine direnebiliyorsa ve yanlışlanamıyorsa, o kadar güçlenir.
Verilen grafik yanlış, bir teori test edildikten sonra onanırsa kanun olur. En azından bana okulda öğretilen buydu.