Zamyatin yazsın, biz okuyalım, biz hep okuyalım. Ya da önce yaşasın, sonra yazsın ve biz okuyalım desem daha doğru olur. Ölmüş olmasına en çok üzüldüğüm yazar, bir de sevgili Bradbury var tabi. Henüz distopyada ikisiyle tanıştım ve ikisini de çok sevdim. Neyse tek koldan gideyim.
Dili ağır mıydı? İlk başta, bir miktar. Sonra alışıyorsun ve bağlanıyorsun anlatıma, D-503'ün düşünceleriyle birleşiyorsun. Bir de, bir cümleyi birkaç kez okumaktan korkmayın, yavaş olun ve anlayın. İçerikten bahsetmeyeceğim, üstteki arkadaş yeterince anlatmış, hatta iki buçuk satır hafif spoiler vermiş.
Kitapta yer almayan bir şeyin yer almadığını söylemek spoiler olur mu? Çünkü ben olmayan bir şeyden -espiriyle- bahsedeceğim: Eski insanlardan, bizlerden, vahşilerden bahsederken, önemli bir şeye hiç değinmemiş: Futbolun vahşiliği; bundan ne zevk alıyorlardı acaba diye sormamış. Ve futboldan hareketle eskinin sporundan da bahsetmemiş. Evet, galiba Zamyatin'in ve kitabın eksiğini buldum
İçeriğin etkilerinden bahsedebilirim: Hala çıkamadım, çıkmaya uğraşmıyorum. İnsanlığın geleceğiyle ilgili ağır spoiler almış gibi hissediyorum. Elden bir şey gelmez, işte bu daha da kötü.
Her gördüğüm kişiye tavsiye edeceğim Biz'i. İster distopyayı sevsin -ister ne olduğunu bilmesin- ve ister neydik, ne olacağız demesin; ben böylesine müthiş bir yazarı, müthiş yazarlara esin babası olmuş bir yazarı tavsiye etmekten vazgeçmeyeceğim.
İthaki'yi de tebrik ediyorum: Başına koyduğu önsöz, sonuna koyduğu Zamyatin'in denemesi, böylesine bir yazarı Rusça çevirisinden okumamızı sağladığı için (burada çevirmenlere de teşekkür ediyorum). Kelime yanlışları var mıydı, vardı elbette. Hatasız kitap olmaz. Ancak adamlar isimleri (numaraları) tek tek koyu harf yapmışlar, güzelce düzenlemişler -bunda da koyu yapılması unutulanlar vardı, elbette-
Birkaç alıntıyla kısa -ama etkili olmasını umduğum yorumu bitiriyorum:
"Hiçlikten büyüklüğe giden doğal yol senin gram olduğunu unutmandan ve tonun milyonda bir parçası olduğunu hissetmenden geçer"
"Dilin saniyedeki hızı her zaman düşüncenin saniyedeki hızından biraz az olmalıdır, tersi olmamalıdır."
"-Bana sonuncu, en üst, en büyük sayıyı söyle.
-Saçma. Sayıların sayısı sonsuzdur, sen hangi sonuncuyu istiyorsun?
-Peki sen hangi son devrimi istiyorsun? Sonuncu diye bir şey yok, devrimler sonsuzdur."